pazarbelen
  Müslümanligin yayilisi
 

MÜSLÜMANLIGIN YAYILIÞI (Ebubekir-Ömer devri)

Haz. Muhammed, Miladi 632 yýlýnda ölünce, henüz cenazesi kaldýrýlmadan halkýn

heyecanýný yatýþtýrmak ve havayý

emeviler 'in lehine çevirmek için Emevi ileri gelen Ömer, elindeki kýlýçla sokaga

fýrlayarak mekke halký uzerinede soguk bir hava yaratýr.

Haz.Ali, yakýn aile fertleri ve Usame Peygamberin cenazesi ile meþgulken

Emeviler'den Ebubekir, Ömer, Sad bin Ubade,

Ebu Ubeyde, Abdurrahman bin Avi, Ibni Hisam ve Emevi ileri gelenleri cesedi býrakýp

toplandýklarý yerde alelacele

Ebubekir'in halife seçtiler. Sonuç, ileri gelen Muslumanlarýn önemli bir kesimince

benimsenmez. Ancak, Haz.Ali, toplum içinde ikilik çýkmasýn diye sesini çýkarmaz.

Ebubekir, halife seçildikten sonra ilk iþi Halit bin velit'i komutanlýga getirmek olur.

Bu dönem içinde dinlerini býrakan, eski yasantýlarýna dönen, yada yer yer

peygamberliklerini ilan eden birtakým Arap kabile reislerinin üzerine giderek

hepsini tek tek yener. Hilafeti süresince estirdigi terör sayesinde Muslumanlýgýn

Arap yarýmadasýnda tek din haline getirir.

Artýk sýra, Ekonomik düzeni kurmaya gelmiþtir. Zengin ganimet vaadi ile Arap

kabilelerini harekete geçirerek kuzeye, Suriye, Irak, Horosan ve Iran yönelir.

Gerek Ebubekir ve gerekse Ömer'in halifelikleri dönemlerinde ortalama 10 yýllýk

süre içinde 644 yýlýna kadar Suriye- Filistin- Irak- Kurdistan- Ermenistan- Irak-

Azerbaycan ve Mýsýrý ele geçirilir.

Yapýlan savaþlarda pek çok insan katledilir. Bu arada köy, kasaba ve þehirler

yaðmalanarak elde edilen ganimetler paylaþýlýr.

Kadýnlar, kýzlar cariye, erkeklerde köle olarak Arap Bedevilerine verilir ERDOGAN

AYDIN" Nasýl Müslüman Olduk " adlý yapýtýnda bu konuya söyle deginir.

"Ömer döneminde, gerçek bir yayýlma dönemidir. Ilhaklar "dehþet verici kýyýmlarla ",

istinasýz kan ve barbarlýkla yürür.

Çevre halklarý ve onlarýn egemen güçleri Araplar'a karþý güçleri yettigi oranda

direnirler. Örnegin Nehavent ve Hemedan düþtügü halde Süleymaniye'nin güneyindeki

sehrezor bölgesi 643'e kadar direnir. Digerleri gibi Kürtler de büyük kýyýmlar

pahasýna haraç ödemeye ve boyun eðmeye zorlanýrlar. Savaþ yoluyla fethedilen

topraklarý "Allah'ýn ihsan ettigi" ganimet olarak yagmalanýyor, islam mücahitleri

arasýnda paylaþýlýyordu. Kendilerine seçtikleri din olan Zerdüþtlük ve

onun kutsallarýda dahil Kürtler de diger bölge halklarý gibi iþgalde büyük zülüm

ve yýkýcýlýkla karþýlaþýrlar.

Kutsal yerler yakýldý, kutsal ateþler söndü. Ve büyüklerin en büyügü kendisini

gizledi, arap zülmü, sehrizor'a kadar tüm köyleri harap etti. Kadýnlar ve kýzlar

esir alýndý. Erkekler kendi kanlarýnda boguldular. Zerdüþt inancý yalnýz býrakýldý.

 

Hermüz'ün hiçbirisi için bagýþlamasý olmayacaktýr.

Irak ve Kürdistan'ýn ezdirilmesinden Sonra ordularý Irandaki "Sasaniler'in" üzerine

yürür. Sasani hukumdarý 3.yezdercin, kuvvetleriyle bir yandan karþý koyarken,

bir yandan da Türkistan'daki Tulu Han'dan yardým ister. Ancak Tulu Han,

Dogu'da çinliler'le savaþ halinde oldugundan 3. Yezdercin yardýmýna geç gelir.

637 yazýnda Araplar, sasaniler'i Kadisiye savaþýnda kahýr bir ekseriyetle yenerler.

Her tarafý yagmalayýp talan ederler.

Irakta oldugu gibi kýzlarýný cariye, kadýn ve erkeklerinide köle olarak alýrlar.

Alman Iktisatçýsý"Ruhland", Arap ordularýnýn ele geçirdigi ganimetlere akýllara

durgunluk verecek ölçülere vardýgýný yazar. Araplar'ýn Sasanilere karsý giriþtigi

savaþlarda sadece Kadisiye zaferi sonucunda ele geçirilen hazinelerden 900 milyon

Franklýk bir servet elde edildigi resmen açýklanmýþ ve bundan her mücahide

12.000 Franklýk bir pay düþmüþtür ki, yapýlan hesaplara gore bu miktarýn

degeri, o devrin en zengin Mekkeli tuccarýn yýllýk gelirini aþmaktaydý.

Arap ordularý islamiyeti yaymaktan çok, yagma ve çapul ile ganimet elde etmek için

çarpýþýyorlardý. Adý da Allah

için "Cihat"oluyordu. Iran'a tamamýyla yerleþen araplar 642 de Nehavant'te bir zafer

daha kazanarak Iran toplaklarýnýn

altýný üstüne getirirler, artýk Halit Bin velit, kumandasýndaki arap ordusu ile iran

topraklarýna tamamen egemen durumdadýr. Bu zaferler, getirdikleri büyük

ganimetler bir yana Sasani imparatorlugun tarihe görmek Araplar'a

Türklerin yurdunun sýnýrý ceyhun nehrine kadar olan geniþ topraklarýn yolunu açar.

Araplar'ýn türk sýnýrýna dayanmalarý üzerine Türk Hakaný büyük bir ordu toplayarak

ceyhunu geçer ve Iran topraklarýna girer. Bu, bir noktada geç te olsa sasani

hükümdarýnýn yardýmýna koþmaktýr. Ancak, geç kalýnmýþtýr .Buna karþýn

Iran'daki dagýlmýþ ordu ile Iran halký, Türk ordusuna katýlarak Belh sehrine

yaklaþýr. Hareket halindeki ordunun ilk iþi araplar'ýn peþine

düþmektir.

Müslümanlarýn komutaný Ahnef, bir yandan savunma önlemlerini artýrýrken, bir

yandan 'da Türkler'le savaþmak niyetinde olmadýgýný, Halife ömer'in talimatý ile

ceyhun nehrinin ötesine geçmiyeceklerini adamlarý aracýlýgý ile etrafa yayar.

Bu haber, ayný zamanda Türk hakanýnýn kulagýna gider. Bu sýrada Çinliler'in

Türkistana girmesi nedeniyle Türk hakaný, yurdunun korumak için Araplar'a

saldýrmaktan vazgeçerek ülkesine geri döner.

Arap komutaný Ahnefte tehlikeyi ucuz bir þekilde atlatarak

Iran'da kalýr.

Hz.Ali ve Halifelik Dönemi

 

Mekke'de Miladi 598 yýlýnda dogan Hz.Ali, dogumu sýrasýnda babasý Ebu Talib'in

olmayýþý nedeniyle annesi tarafýndan önce HAYDAR adý verilir. Sonra babasý

geldiginde Haydar degiþtirilerek Ali olur. Annesi Esen kýzý Fatýma da

Haþimogullarýndandý.

Büyüyüp geliþtiginde cömertligi, kahramanlýgý, cesareti nedeniyle kendisine

"ALLAHIN ASLANI "unvanýný verildi. Küçüklügü Haz.Muhamed'in yanýna geçti.

Peygamber kendisini çok sevdiginden ayrýca kýzý ile evlendirir.

Yaþamý peygamber ile birlikte geçen Haz. Ali, Müslümanlýgýn kuruluþundan büyük

emek sahibi idi, Peygamber'in en yakýn akrabasý ve damadý Gadir humda söyledigi

gibi halife tayin edilmiþ olmasýna karþýn Emevi ileri gelenlerin düzenbazlýk ve

zorbalýklarý sonucu ilk halifelik Ebubekir'e verildi. Islam toplumu ikiye bölünmesin

diye Haz.Ali özveri gösterdi. Ayný özveri Ömer ve Osman dönemlerinde yapýldý.

Sonunda Osmanýn öldürmesiyle Miladi 656 yýlýnda Halife olur. Fakat bu kez de

Emeviler'in kalýntýlarý olan Talha, Zubeyr ve Ayþe karþý çýkar. Kýþkýrtmalar sonucu

çatýþmalar çýkar. (cemel olayý 656).

 

"Bu çatýþmalarýn en önemlisi Muaviye ile olanýdýr. Osman halifeligi sýrasýnda kendi

 

soyunda (Emevi) olan kiþiler kayýrmýþ, onlarý önemli görevlere getirmiþ. Þam valisi

Muaviye de bunlardandý. Halifelik dolayýsýyla iktidarý ele geçirmek istiyordu.

Nitekim osmanýn katillerinin cezalandýrýlmasýný öne sürerek harekete geçti.

Haz. Ali ile Muaviye'nin ordularý SIFFIN'DA karþýlaþtýlar(657)

Haz.Ali savaþý kazanmak üzereyken , Muaviye'nin yandaþý Amr'ýn askerleri Kuran'ýn

nüshalarýný mýzraklarýn ucuna takarak

"aramýzdaki ayrýlýgýn çözülmesi için hakem bulun" diye bagýrmalarý sonucu kendi

askerlerinin saldýrýdan vazgeçmesi Haz.Ali'yi istemedigi bir anlaþmaya zorladý.”

Müslümanlýk Þiiler-sunniler -HaracilerHaz.Ali'nin hakemi Ebu Musa El Es'ari, damadý

Abdullah b.Ömer'in halife olmasýný istedigi için amr'ýn oyununa gelir. Muaviye

halife ilan edilir. Bu olayý üzerine çözümü kabul etmeyenlere :HARICILER Hz.Ali

taraftarlarýna : ÞIILER Muaviye taraftarlarýna ise : SUNNULER denilir.

Böylece ilk kez müslümanlar üç parçaya bölünürler. Hariciler sayý bakýmýnda az ve

akan zaman içinde eriyip yok olduklarýndan o günlerden günümüze dek yalnýz þiiler

ile sunnuler devam edip gelir. "ÞII"ya "ÞIA" taraftarý demektir.

Ayný þekilde kimi zaman Ali'yi sevenlere ve yandaþlarýna ALEVILER de denilmiþtir.

ÞIILER yalnýz Iran ve Irak'ta ya da kimi Arap ülkelerinde kalýr.

Alevilik ise Müslümanlýgýn Türkler arasýnda yayýlmasýndan sonra yerleþir. Daha

sonra Kufi'ye çekilen Haz.Ali, bir müddet sonra Hariciler tarafýndan zehirli bir kýlýçla

öldürülünce (661) bunu fýrsat bilen Muaviye halifeligini ilan eder. Halifeligin

Muaviye'ye geçmesinden sonra artýk bir emevi iktidarý ve saltanatý baþlar.

Seçim kaldýrýlýr ve Halifelik, babadan ogula geçer. Muaviye zamanýnda Haz.Ali'nin

oglu Hasan, zehirleterek yok edilir. Muaviye'nin oðlu "Yezit" zamanýnda kerbela olayý

yaratýlýr.

Haz.Hüseyin, taraftarlarý ile Irak'ýn Fýrat nehri kýyýsýnda"KERBELA"denilen yerde

Hicri 10. Muharem Miladi(10. ekim. 680) günü þehit edilir. Bu olay, Islam dünyasýnda

kara bir leke olarak günümüze kadar devam edip gelir. Olayý yaratanlar lanetle nýlýr.

 

Horosan-Azerbaycan ve Türkler'in Iþgalleri

Sýffýn savaþý ve hariciler tarafýndan Haz. Ali'nin öldürülmesinden sonra halifelik

makamýna kuvvet zoruyla Muaviye oturmuþtu.

Ebubekir, ömer ve osman 'ýn devirlerinde oldugu gibi Irak, Iran ve Horosan nasýl

ezdirilip, yagmalandý ise Muaviye ve oglu yezit dönemleri ile diger Emevi halifeleri

dönemlerinde de Türk ülkeleri de ezdirilip yagmaladý. Her iþgal edilen yer, soyulup

sogana çevrildi. Sýra artýk Horosan-azerbaycan ve Maverunnehirdeki veye ötesindeki

Türk ülkelerine gelmiþti. Genel vali, tarihat zülüm ile tanýnan zalim Haccac ve ordu

komutaný da Kuteybe idi.

"J.Welhausen 'in deyimi ile -çogu zaman baþarýlarýný vicdansýzlýgýna borçlu

olan"Kuteybe bin Müslüm", Türk topraklarýnda Miladi 705 ten sonra belirginleþen

direniþ tablosunu mimarý olur. Amaç, yeni yeni ganimetler saglamaktýr. Kuteybe,

Türk yurduna girip "Baykent"i kuþatýnca, Türkler galeyana gelip pek çok yerden

baykente koþarlar. Kuþatma aylarca sürer.

Türk direniþi güçlü ve inançlýdýr. Ancak, bir müddet sonra haraç karþýlýgý barýþ

yapýlýr ve arap ordusu baykente girer. Her zamanki gibi Araplar sözlerinde

durmayarak halký kýlýçtan geçirip þehri baþtan baþa yagmalarlar. Budist ve Zerdüþt

tapýnaklarý tahribedilir, heykeller yakýlýp yýkýlýr.

Baykent'ten sonra sýra Merv-Numuskent ve Ramitana þehirlerine gelmiþtir. Bu kentler

de kýsa bir zamanda ele geçirilerek ayný yagmalama buralarda yapýlýr. Arap

Bedevileri'nin gözleri doymak bilmiyor. Önlerine geleni yagmayalarak çekirge sürüsü

gibi silip süpürüyorlardý.

Bu kezde sýra "Buhara'ya"gelmiþtir. Arap ordusunu Buhara'ya yönelirken iþgal edilen

þehirlerden derslerini alan Türkler, Buhara yoluna büyük bir barikat kurarak güçlü bir

direniþ gösterirler. Kuteybe, bu direniþi kýramayarak Mervi'ye geri dönmek zorunda

kalýr.

Genel vali Haccac, Kuteybe'nin bu baþarýsýzlýgýna çok kýzar. Kuteybe'nin bu

baþarýsýzlýgýna çok kýzar. Kuteybe'ye"Kesi'i ez, Nasaf'i yok et. Vardan'ý geri püskürt.

"diye emirler yagdýrýr. Kuteybe, bu talimat üzere büyük bir hazýrlýk yaparak ertesi

yýl tekrar Buhara'ya dogru yola çýkar.

Buhara kuþatýlýr. Dört ay süresince Türkler yaman direnir. Araplar'da artýk yýlgýnlýk

baþlamýþtýr. Askerler çözülüp geri dönerlerken Kuteybe, verdigi emirle her Türk

askerinin baþýna 100 dihrem verecegi vaadinde bulunur. Parayý çok seven

Araplar, bu parlak vaat karsýsýnda geri dönerek son kez kaleye saldýrýrlar. Bu

þiddetli saldýrý karþýsýnda Türk direniþi kýrýlýr ve kale amansýz bir þekilde iþgal

edilerek þehir yagmalanýr. Kadýnlar ve erkekler kýlýçtan geçirilir. Tecavüzler, Akan

kanlar Buhara sokaklarýnda sürüp gider günlerce.

Kuteybe Buhara'yý kesin olarak fethettikten sonra yerli halka, halifeye senede 200

bin, Horosan valisine 10 bin dihrem vergi vermek, Arap askerlerinin hayvanlarýna yem

ve Musluman Araplar'ýn odun ve yakacaklarýný temin etmek ve þehrin dýþýnda da

araziler vermek üzere anlaþma yapmýþtýr.

Bu iþgallerden, dökülen kanlardan, yapýlan soygunlardan, ýrza geçmelerden, köle ve

cariyelerin alýnmalarýndan Arap zülmü ve dinleri Müslümanlýgýn adaleti çok daha

anlaþýlmaktadýr.

Buhara'dan sonra"Talkan" þehiride iþgal edilir. Ayný þekilde burada da amansýzca

kan dökülür ve binlerce insanýn kellesi uçurulur. Doymak bilmeyen Araplar'ýn, buraya

da yagmalarak altýný üstüne getirirler. Taberi, Arap zülmünü ve Kuteybe'nin

vahþetini þöyle dile getirir. "Vahþetler, vahþetleri, iþgaller iþgalleri izledi".

Kuteybe"Suman'a" girdi. Orayý yagmalattý.

Öldürdüklerini öldürtü, kalanlarý esir etti. Ardýndan Kes ve Nesef'e yöneldi. Bu iki

þehri de hunharca ele geçirdikten sonra "Faryab'ýn" teslim olmasýný istedi. Faryab

halký, korktuklarýndan dolayý buna yanaþmadýlar. Kuteybe, onlardan intikamýný

baþka türlü aldý. Þehrin tamamen yýkýlmasýný emretti. Onun için bazý Arap

kaynaklarýnda Faryab'a" yakýlmýþ þehir "anlamýnda" Muhtereka" denilmiþtir.

Araplar'ýn devam eden zaferi, Haccac'ýn iþtahýný kabarttýkça kabartýr. Bu arada

Harzem ülkesi de baþtan baþa iþgal edilir. Arap ordusunun önünde dur durak yoktur

artýk. Sýra"Semerkant" a gelmiþtir. Þehir kuþatma altýna alýnýr. Yine Arap askerleri

parlak vaatlerle harekete geçirilir. Uzun bir kuþatma döneminden sonra yapýlan bir

anlaþma ile "Semerkant" da ele geçirilir.

Buna göre:"1-Semerkant, her sene 2 milyon 200 bin altýn ödeyecek. 2- bir sefere

özgü olmak üzere 30 bin saglýklý genci esir olarak

verecek. 3-Þehirde cami yapýlacak 4-Eli silah tutan yerliler, sehirden çýkarýlacak.

5-Tapýnak ve putlardaki tüm müceverler Kuteybe'ye verilecek.

Kuteybe, Haccac'ýn emriyle bu kez de Taþkent ve Fergana üzerine akýnlar düzenler.

Ama pek baþarýlý olmaz. Haccac'ýn ani ölümü, kuteybe'yi fazlasýyla etkiler. Seferleri

durdurur. Yeni halife Velid, fetihlerin devamýný Kuteybe'den ister. Bu kez

"Kaþgar" þehri kuþatýlýr. Ancak, Velid'in ani ölümü ile Kuteybe tekrar duraklar.

Süleyman bin Abdülmelik halife olunca Kuteybe, ayaklanýr. Bir müddet sonra da

kendi komutanlarý tarafýndan 11 yakýn adamý ile birlikte öldürülür (Miladi 716).

 

Kuteybe'den sonra Arap ordularý Azerbaycan ve Dagýstan'ý baþtan baþa iþgal ederler.

 

Yeni komutan, Haccac'ýn kayýnbiraderi Yezit'tir. Kuteybe'nin þöhretine kavuþmak

için bu yeni komutan da önüne geleni kýlýçtan geçirtir. Bu harekette Dagýstan'da 14

bin kiþi katledilir. Ardýndan curcan alýnýr ve 300 bin dihrem haraca baglanýr. Arap

zülmü devam etmektedir. Yeni kentler, yeni yerler alýnýr. kaynaklar, Yezit'in yalnýz

curcan'da öldürüldügü insanlarýn sayýsýný 40 bin kiþiye geçtigini belirtir.

Emevi zülmü, yalnýz Türkistanda ve Azerbaycan'da, Horasan ve iran'da olmamýþtýr.

Ayný zülüm, Irak ve Arap yarýmadasýnda Þii

ve Alevi kesim üzerindede yogun bir biçimde yapýlmýþtýr.

Camilerde Haz.Ali ve Ehlibeytine küfredilmiþ, katliamlar yapýlmýþtýr. Bütün yönetim

organlarýnýn basýnda Emeviler getirilmiþ, Saraylarda zevku-sefa yapýlmýþ, Süt dolu

havuzlarda köle olarak ele geçirilen cariyeleri eylenceler tertiplenmiþtir. Bu keyfi

yönetimden artýk hiç kimse memun degildir. Yapýlan zülümlerden ötürüdür ki zorla

ele geçirilen ülkelerin insanlarý, Emeviler'in karþýtý olan Þii ve Aleviler, Emeviler'in

devrilmesi için harekete geçtiler.

 

Ayaklanmalar birbirini izler. Kýyýmlar çogaldýkca yer altý faaliyetleri de artar.

 

Hoþnutsuzluklar Horosan'a da sýçrar. Emevi zülmüne karþý baþlatýlan hareket

giderek büyür ve Horasanlý Eba Müslüm, Hareketin baþýna geçer. Hareket, kýsa bir

zamanda büyðk destek görür.

Siyah bayraklar açýlmýþtýr artýk. Belh þehrinin kudretli ailesi bermekiler de bu

harekete katýlýrlar. Miladi 747 yýlýnda Emevi ordusu Irak'ta maglubedilir. Son Emevi

halifesi Mervan baþta olmak üzere bütün Emevi ileri gelenleri ve yönetimin baþýnda

olanlar kýlýçtan geçirilir. Bununla da yetinilmez ve 2.Muaviye hariç olmak üzere

bütün Emevi mezarlarý açtýrýlarak kemikleri kopeklere atýlýr.

Eba Müslüm, devrilen Emeviler'in ve son halife Mervan'ýn yerine Hz.Ali'nin

çocuklarýný getirmek ister. Ancak, Haz.Ali'nin çocuklarý halifeligi kabul etmeyince

peyganberin soyunda Ebul Abbas halifelige getirilir. O dönemde Ebul Abbas,

aleviler'den çok adam öldürdügü için "Al-Saffah"(kan dökücü) lakabýný alýr.

"Ebul Abbas'ýn Emevi soyunun kýrmakta gösterdigi kin ve kararlýlýk gerçekten de

dikkate degerdi. Her yerde korkunç bir Emevi avý sürdürülür. Ve asýl ilginçi bu av,

Mevaliler tarafýndan degil, özellikle Arap Haþimiler tarafýndan sürdürülðr. Örnegin,

Abbas'ýn amcasý Abdullah, Þam'ý ele geçirince bir davet vermiþ ve orada 90 kadar

Emeviyi sopalarla döverek öldürtmüþ, bu kadarla da kalmayarak hala can çekiþen

cesetlerin kanlý cesetlerin üzerinde sofra kurdurmuþtur. Daha da ileri giderek Emevi

halifelerinin mezarlarýný açtýrýp kemiklerini yaktýrmýþtýr. Filistin'de yakalanan 70

kadar Emevi hemen öldürülmüþtür. Nihayet Mervan yakalanmýþ ve o da, Tüm

yanýndakilerle birlikte katledilmiþtir. Abdullah Suriye, Filistin, Mýsýr'da bulundugu

Emeviler'i öldürtükten, Kardeþi Süleyman da Iraktakileri yok etmiþ, Basradakileri ise

önce sokaklarda sürükletmiþ, sonra köpeklere yedirtmiþtir. Eba Müslüm ise Emeviler'e

yakýnlýgý ile bilinenlerden, bir rivayete göre 200 bini aþkýn kiþiyi öldürtmüþtü

 

 
  Heute waren schon 5 Besucher (7 Hits) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden