GÜNÜMÜZ ALEVÝLÝÐÝNÝN EVRENSEL DEÐERLERÝ
Anadolu etnik, inançsal, kültürel farklýlýklarý bünyesinde barýndýran çok renkli bir mozaiktir. Büyük ve zengin tarihsel geçmiþi ile bir dünya kültür mirasý coðrafyasýdýr. Doðaldýr ki bu dünyanýn insanlýk ailesi için son derece deðerli birçok inançsal/kültürel unsuru yeterince bilinip tanýnmamaktadýr.
Anadolu’da yaþayan kültürel inançsal topluluklardan birini de kendilerine özgün yapýlarý ile Aleviler meydana getirir.
Alevilik nedir, Aleviler kimlerdir?
Alevilik çeþitli ve farklý kültürlerden, dinlerden, inançlardan aldýðý ögeleri sentezleyerek bünyesine alarak orjinal bir öðreti yaratmýþtýr. Alevilikte Hýrýstiyanlýk’tan, Ýslamiyet’ten, Budizim’den, Mani inancýndan, Zerdüþlük’ten, Anadolu’nun yerli inançlarýndan vb. unsurlar görülür. Düþünüldüðünün tersine Alevilik Ýslamiyet’ten farký, onun þartlarýna, olmazsa olmazlarýna uzak duran bir felsefedir.
Alevilik; insaný merkezine koyan (insaný merkez alan) Anadolu’ya özgü eþi benzeri olmayan bir felsefe, bir inanç, bir yaþam biçimi, bir kültür, bir öðreti ve hatta bunlarýn tümünü de aþan bir toplumsal olgudur.
Aleviler Anadolu topraklarý üzerinde 1000 yýldýr yaþamlarýný sürdürmektedirler.
Aleviler tarihte salt inançlarýndan/ kültürlerinden/öðretilerinden dolayý birçok katliam yaþamýþ olmalarýna raðmen Alevi öðretisinin temelini insan sevgisi oluþturur. Aleviler insanda tanrýsal özellikler görürler. Onlara göre insan tanrýnýn yeryüzündeki yansýmasýdýr. Ýnsana gösterilecek sevgi ve saygý yeryüzündeki her türlü ibadetten daha deðerlidir. Ýnsana deðer verilmelidir çünkü insan dünyadaki her þeyin yaratýcýsýdýr. Ýnsan yaratan ve yaþatandýr. Insan sevgisi temelinde tüm “kerametlerin/ mucizelerin” insanda olduðuna inanýr. Bunu “her ne arar isen insanda ara” özdeyiþiyle dile getirir.
Aleviler insanlar arasýndaki her türlü ayrýmcýlýða karþýdýrlar. Ýnsanýn insan olarak doðmasýndan ötürü saygýya, hak ve özgürlüklere layýk olduðuna inanýrlar Alevi toplumu barýþtan, dostluktan, hoþgörüden yana, bilime ve geliþime açýk zengin sanatsal ve estetik deðerleri ile insanlýðýn geliþimine katkýda bulunmaktadýr. Alevilik dünyada yaþayan tüm insanlýk ailesini/tüm insanlarý dost ve kardeþ bilir. Farklý olmayý insanlýk için bir zenginlik sayar.
Yoksul Anadolu insanlarýnýn varoluþ öðretisi olan Alevilik sürekli bir geliþim, oluþum ve deðiþim içerisinde olmuþtur. Alevilik 1400 yýllýk tarihi boyunca mazlumdan yana zalime karþý, ezilenden yana ezene karþý, zulme, zorbalýða baskýya karþý haktan ve haklýdan yana olmuþtur.
Kendi dýþýndaki inançsal, dinsel, kültürel farklýlýklarý bir gerçeklik olarak gören ve saygý ile yaklaþan Aleviler tüm toplumsal kararlarýn o toplumda varolan bireylerin ortak iradesi ele alýnmasý gereðini savunur.
Alevilik donmuþ, kalýplaþmýþ bir öðreti/inanç deðildir. Tüm tarihi boyunca sürekli bir geliþim, deðiþim ve ilerleme içerisinde olmuþtur. Alevilikte bir söz vardýr: “Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy!”. Aleviler tüm çaðdaþ yeniliklere öðretilerini uyarlamayý bilmiþlerdir. Alevilik yaþadýðý ülkeye, zamana, mekana, yenilik ve deðiþimlere uyma yeteneðini her zaman gösterebilmiþtir. Alevilik bilimsel ve teknolojik geliþmelerden yana olmuþ, deðiþim ve geliþime her ortamda öncülük etmiþlerdir.Bilim dýþýlýðý, akýl dýþýlýðý þiddetle reddeder. Bilim her koþulda Aleviliðin yol göstericisi olmuþtur. Bir Alevi özdeyiþi bu anlayýþý þu þekilde ifade eder: “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlýktýr!
Anadolu Aleviliði evrensel özellikler gösterir. Bu nedenle yalnýz baþýna hiçbir ulusa, etnik guruba mal edilemez, onunla sýnýrlanýp daraltýlamaz. Alevilik yeryüzünde yaþayan tüm insanlarý din, dil, ýrk, inanç, cinsiyet ayrýmý yapmaksýzýn bir ve eþit olarak görür. Alevi öðretisinde “72 millete bir nazarla bakmak” ilkesi esastýr. Bu tüm insanlar için eþitlik ve kardeþlik demektir.
Aleviler geçmiþten bugüne hiçbir ulusa kendi dýþýndaki hiçbir inanca ve kültüre arþý düþmanlýk beslememiþtir. Tersine kardeþçe bir arada eþitçe yaþamayý öne çýkartmýþtýr. Çok kültürlü, çok inançlý, çok milliyetli bir barýþ ve kardeþlik ortamýný özler.
Alevi öðretisi hoþgörü temeli üzerine kurulmuþtur. Aleviler hiçbir insaný inancýndan dolayý kýnamazlar, hakir görmezler, küçümsemezler. Hiç bir insandan kendileri gibi inanmalarýný talep etmezler. Kendi yollarýna girmeye zorlamazlar. Kimseyi kendilerine benzetmek istemezler. Ýslamiyet’in fetih anlayýþýna þiddetle karþýdýrlar. Dinsel baðnazlýða, fundamentalizmi þiddetle reddeder. Alevilik ýrkçýlýðý insanlýk suçu olarak deðerlendirir.
Aleviler, Anadolu’nun zengin mozaiðinden, ulus ve inanç kültür kimlikleri temelinde eþit koþullarda kardeþçe bir arada yaþamayý hayata geçirecek, imha ve inkar politikalarýný reddeder ve yeni bir toplumsal barýþ projenin yaratýlmasýndan yanadýrlar. Bu çerçevede Alevi öðretisi Alevi inancý ve kültürü her türlü ýrkçý ve milliyetçi akýmý reddeder. Ona karþý mücadele eder. Bu anlayýþlarda barýþçý, eþitlikçi ve evrenseldir.
Alevi felsefe ve öðretisinde cinsiyet ayrýmcýlýðýna yer yoktur. Kadýn ve erkek toplumda eþit statüdedirler. Alevilik tüm kültür ve inanç eylemlerinde kadýn ve erkeðin eþit biçimde yer almasýný öngörür. Alevilikte kadýn erkek eþitliði “aslanýn diþisi de aslandýr” özdeyiþi ile dile getirilir.
Farklý uluslarýn, topluluklarýn, inançlarýndan, kültürlerinden, tarihi birikim ve estetik deðerlerinden süzülüp gelerek özgün bir öðreti oluþturan Anadolu Aleviliði sosyolojik geliþime uygun olarak bugün kýtalarý kapsayan bir geniþ coðrafyaya yayýlmýþ bulunmaktadýr. Ne var ki bütün varlýðýna raðmen Alevilik Türkiye’de resmi olarak yok sayýlmakta, inkar edilip yadsýnmaktadýr. Aleviliðin inkarý yalnýz Türkiye için deðil insanlýk ailesi için de önemli bir kayýptýr.
Dünya insanlýðýný sevgi, saygý ve hoþgörü ile birbirine kaynaþtýrarak barýþ içinde uyumlu bir þekilde bir ararda yaþamalarýný özleyen/öngören Alevilik bunun için tüm dünya insanlýðýna kucak açmýþ bulunmaktadýr