pazarbelen
  Güncel ve Hoca Fikralari
 

GÜNCEL VE HOCA FIKRALARI

 

         BAKAN         
         Bir ülkede bir bakan, kendisini gazetecilere hiç sevdirememiþti.
         Ne yapsa makbule geçmiyor, basýn hergün kendisiyle uðraþýyordu.Nihayet :  
         -Öyle bir þey yapayým ki, gazeteciler mat olsun, diye düþündü ve ilan etti :   
         -Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçeceðim.  
         Pazar sabahý saat 10'da tüm basýn mensuplarý toplandýlar orada.Bakan geldi ve elinde 
bastonuyla denizin üzerinde yürümeye baþladý.Karþý kýyýya kadar da yürüdü geçti. 
Herkesin gözleri dehþetle açýlmýþtý.  
         Fakat ertesi günü tüm gazetelerde þu baþlýk okundu :  
         -Bakan yüzme bilmiyor!

         ÇORAP
         Ayaklarý çok fena kokardý.Bir gün bir arkadaþýna birlikte 
tiyatroya gitmelerini teklif etti. 
         -Hay hay, dedi arkadaþý.Ama eve git, 
ayaklarýný yýka ve temiz bir çorap giy. Söz mü?  
         Tiyatroya gittiler.Yerlerine oturdular.
         Aradan beþ on dakika geçmeden etrafýndakiler 
mendillerini burunlarýna götürmeye baþladý.  
         -Hani söz vermiþtin, dedi arkadaþý.  
         -Vallahi deðiþtirdim, dedi.Ýnanmazsýn diye 
kirlileri de cebime koydum.bak!...

         FiL SÜTÜ
         Ýki arkadaþ teneffüste konuþuyorlardý :  
         -Bugün bir bebek gördüm, fil sütü 
içerek bir haftada on yedi kilo almýþ.  
         -Allah allah, çok tuhaf. Kimin bebeðiymiþ bu?  
         -Filin!...

         HEPSÝ BÝRDEN
         Oymakbeyi, izci adaylarýný karþýsýna toplamýþ, 
onlara izciliðin ilkelerini anlatmaya çalýþýyordu :  
         -Bakýn çocuklar, dedi. Bir izci, her gün, 
hiç olmazsa bir kez birine yardýmcý olmalýdýr. 
Hastalara...Yaþlýlara...Muhtaçlara...
Her sabah okula geldiðiniz zaman size birgün önce nasýl 
bir iyilik yaptýðýnýzý soracaðým.Tamam mý?   
         Ertesi sabah Oymakbeyi çocuklarý toplayýp sordu : 
         -Söyleyin bakalým...Dün ne gibi bir iyilik yaptýnýz?   
         Bütün çocuklar, hep bir aðýzdan : 
         -Yaþlý bir kadýnýn karþýdan karþýya 
geçmesine yardým ettik efendim.
         Adamcaðýz þaþýrdý :  
         -Hepiniz mi?   
         -Evet efendim, hepimiz birden.  
         -Neden?   
         Çocuklardan biri cevap verdi :  
         -Kadýn karþýdan karþýya geçmek istemiyordu, ondan efendim! 

ELTÝM GÝLE GÝDÝYOM

         Yeni ilçe olan bir köye trafik ýþýklarý yeni konmuþ, 
ýþýklarýn altýnda bir polis bekliyor ve 
halkýn ýþýklara uymasýný saðlamaya yani bir çeþit 
trafik eðitimi vermeye çalýþýyormuþ.  
         sýrada, bakmýþ ki; bir kadýn, elinde tuttuðu çocuðuyla, 
kýrmýzý yanarken karþýya geçiyor.Hemen seslenmiþ :  
         -Haným, haným! Nereye? 
         Kadýn dönüp :  
         -Výy! demiþ. Sana ne? Eltimgile gidiyom.

DAHA ÇOK ÝSTÝYOR

         Çocuk, okuldan bir gözü þiþ olarak dönünce, annesi telaþlandý :  
         -Oðlum ne oldu gözüne? Düþtün mü yoksa?  
         -Hayýr düþmedim.Arkadaþým Orhan'la dövüþtük.
Ben de yarýn onun gözünü þiþireceðim!  
         Annesi yatýþtýrmaya çalýþtý :  
         -Sakýn ha! Dövüþmek iyi birþey deðil. 
Ben sana yarýn pasta çörek vereyim. 
Arkadaþýna da ver, barýþýn. Güzel güzel oynayýn olmaz mý?   
         -Olur anneciðim, barýþýrýz.  
         Ertesi gün, çocuk öteki gözü de þiþmiþ olarak döndü.
Annesi merakla sordu :  
         -Yine ne oldu? 
         -Arkadaþým yaptý, daha çok pasta, çörek istiyor!

         ÖNEMLi NEDEN
         -Hayrola nereden?  
         -Be be ben mi?Rad rad radyodan geliyorum...  
         -Ne vardý radyoda?  
         -Spi spi spi spiker sý sý sý sýnavý vardý da...  
         -Eeee, ne oldu?  
         -Bý bý bý býrak yahu?Ký ký kýravat tak tak takmadýk diye almadýlar

         RESiM
         Leyla, aðacýn altýna oturmuþ resim yapýyordu.
Babasý kýzýn elindeki bomboþ kagýðýdý görünce sordu :  
         -Leyla, ne resmi yapýyorsun bakayým?  
         -Çimenlikte bir keçi resmi.  
         -Çimenler nerede?  
         -Keçi hepsini yedi.  
         -Ya keçi?...  
         -Yiyecek birþey kalmayýnca o da gitti.

         GERÇEKTEN ÖLÜYMÜÞ
         Otelciyi çaðýrdý :  
         -Odalarým temizdir,  dediniz.
Pire filan yoktur, dediniz.Bakýn þuna!  
         Otelci eðilip baktý :  
         -Evet, o pire ama...Ölü...Ölü...  
         Müþteri boynunu büktü, otelci de gitti.  
         Ertesi sabah otelci :  
         -Nasýl, dedi, rahat uyudunuz mu?  
         -Valla uyuyabilseydim, belki rahat ederdim ama...
Sizin o ölü pire yok mu?  
         -N'olmuþ ölü pireye?  
         -Yoo...Siz haklýymýþsýnýz...
Gerçekten ölüymüþ o pire...
Fakat cenaze töreni o 
kadar kalabalýk oldu ki... 
Eþi, dostu ahbabý, akrabasý, 
bütün pireler hazýrdý törende...

         ODACILAR
         Ýki müdür odacilarindan sikayet ediyormus. 
Ikiside kendi odacisinin daha aptal oldugunu 
iddia ediyormus. Birbirlerine kabul ettirmeye 
bahse girmisler. Bir tanesi zile basarak odacisini 
çagirmis ve demis ki: -Al su 50 bin lirayi, 
git bana en son model arabalardan birini al getir. 
-Basüstüne, diyerek çikmis odaci kapidan.
Ardýndan diger müdür kendi odacisini çagirmis: -
Git simdi bizim eve bak bakalim ben evde miyim?-
Emredersiniz efendim , demis ikinci odaci. 
Tam kapida iki odaci karsilasmislar, 
onlarda müdürlerini çekistirmeye baslamislar. 
Biri demis ki: 
-Ya su bizim müdür de çok salak, 
bana 50 bin lira verdi, git son model bir araba al gel dedi. 
Bugün pazar hiçbiryer açik degil ki! -
O da bisi mi, asil benimki benden evine gidip kendisinin 
evde olup olmadigini ögrenmemi istedi. 
Aptal adam, elinin altinda telefon var açip sorsana!

         DÝLENCÝ
         Adam, kösebasindaki dilenciye 
para verirken gönlünü de almak istedi:
         -Ayagin topal ama sükret,ya kör olsaydin?
         -Körlügü de denedim be abi ,is yok! 
Yüzlük diye ellilikleri yutturuyolar...

EN ÝYÝ VALÝ

         Adamýn biri Erzurum'a vali tayin edilmiþ.
Gitmiþ, görevi devralmýþ.
         Halký ve çevreyi tanýmak için çýktýðý 
gezilerin birinde köy halkýna sormuþ :  
         -Þimdiye kadar Erzurum'a tayin edilmiþ 
valiler içinde size en çok hizmet eden hangisiydi?
         Köylünün biri cevap vermiþ :  
         -Sizden iki önceki valiydi ; Mehmet Paþa.
         -Yaaaa, öyle mi, peki size ne gibi hizmetler yaptý?
         -Daha Erzurum'a gelirken, yolda, Bayburt'ta öldü!

         BEN BURALI DEÐÝLÝM 
         Adamýn biri zilzurna içkiliymiþ.
Yolda yalpalýya yalpalýya ilerlerken 
birden yanýndan geçen adama demiþ ki :  

-Kardeþ þu yukardaki güneþ mi ay mý?

Adam demiþ ki :

-Bilmiyom kardeþim ben buralý deðilim.

         BÝZÝ DE UYANDIRIRMISINIZ? 
§         Adam otele gelip resepsiyona 
kaydýný yaptýrýrken memur sordu :  

-Sabah kaçta kalkmak istersiniz? Adam baþýný salladý :

-Hiç gereði yok. Ben her sabah saat beþte kendim

uyanýrým. Resepsiyon memurunun yüzü güldü :

-Aman ne iyi. Lütfen uyandýðýnýz zaman bizi de uyandýrýr mýsinýz?

         CAN SIKINTISI 
§         Sol gözü takma olan adam otobüse binmiþti.
Otobüs kalabalýk hava sýcaktý.
Bir süre sonra sýcaktan bunalan, 
terleyen ve caný sýkýlan adam, 
takma gözünü çýkardý, havaya atýp tutmaya baþladý. 
Durumun biraz sonra farkýna varan yanýnda oturanlar dehþetle irkildiler :   

-Ne oluyor yahu!... Adam gayet sakin gözü atýp tutmaya devam ederek cevap verdi :

-Hiç, burada caným sýkýldý da ön taraflarda yer var mý diye bakýyordum!...

         EVDEKÝ PAZAR   
         Kulaklarý duymayan bir adam hastanede 
yatan bir arkadaþýný ziyarete gitmek istemiþ.Düþünmüþ 
ben ne sorarým, o ne cevap verir, diye.
Klasik cevaplara göre konuþmayý tasarlamýþ, cümlelerini 
zihninde hazýrlamýþ."Nasýlsýnýz" derim, o da "Ýyiyim" der.Bende,

"Oooh ne güzel" der, devam ederim.Hastaneye gidip arkadaþýnýn baþucuna varmýþ.

-Nasýlsýn, iyi misin?

-Ölüyorum.

-Oooh, ooh ne iyi.Ne ilaç veriyorlar?

-Zehir.

-O ilaç çok iyidir.Doktorun kim?

-Azrail.

-Ondan iyi doktor yoktur.

         EVLENÝRKEN NEREDEYDÝN?   
§         Adamýn iþi varmýþ, Ankara'ya gidiyormuþ, 
tam uçaða binerken kulaðýnda bir ses :   

-Binme, bu uçak düþecek! Dönmüþ, bakmýþ, kimse yok, ama içine de bir kurt düþmüþ,

binmemiþ. Ýkinci uçaðý beklerken kara haber ulaþmýþ :

-Uçak düþtü kurtulan olmadý! Koþmuþ Haydarpaþa'ya, bilet almýþ, tam trene binecek, ayný ses

kulaðýnda :

-Binme bu trene, raydan çýkacak! Dönmüþ, bakmýþ yine kimse yok, trene binmemiþ, gelmiþ eve, sabah

gazeteyi açýnca tüyleri ürpermiþ :

-Tren Eskiþehir'de raydan çýktý þu kadar ölü, þu kadar yaralý...

Allahýna þükretmiþ, koþup otobüse bilet almýþ, tam binerken yine o ses :

-Bu otobüse binme, freni patlayacak!

Dönmüþ yine kimse yok! Dayanamamýþ, baðýrmýþ :

-Sen kimsin yahu?

-Ben senin iyilik meleðinim!

Adam iyice kýzmýþ :

-Ulan evlenirken neredeydin!

TUH ALLAH CEZANI VERSÝN

§ Adam iþten eve gelir tam yatacak boþluktan bir ses :

-Ýþinden ayrýl, evini arabaný sat ve Lasvegasa git.

Adam umursamaz tabi.Fakat bir ay boyunca hep

ayný hikaye adam eve gelir tam yatacak :

-Ýsinden ayrýl evini arabani sat Lasvegasa git.

Adam sonunda bunda birþey var deyip ertesi

gun iþinden ayrýlýr en kýsa yoldan evi ve arabayý

satýp Lasvegasa gider bir otele yerleþir.

Gece olur gene o ses :

-Paralarý al ve kumar salonuna in!

Adam apar topar giyinir salona iner ayný ses :

-Rulet masasýna git!

Adam gider, bir yandan da sesi beklemektedir ses gelir :

-Tüm parayý kýrmýzý 17 ye yatýr.

Adam heyecanla yatýrýr tüm parayý rulet

döner döner durur, bilye dönmeye devam eder

ve 21 de durur ve ses devam eder :

-Tüh allah cezaný versin!...

UÇUÞ

Adamýn biri varmýþ bu adam hep uçaktan paraþütle

atlarmýþ bir gün rüyasýnda anneannesini görmüþ anneannesi buna :

-Oðlum yarýn paraþütle atlama paraþütün açýlmayacak, demiþ.

Ertesi gün tekrar atlamaya gitmiþ. Herkes atlamýþ sýra ona gelmiþ atlamamýþ.

Komutan :

-Niye atlamýyorsun, demiþ. O da rüyasýný anlatmýþ komutanýyla paraþütleri deðiþmiþler

o atlamýþ yavaþ yavaþ iniyormuþ.Komutan atlamýþ paraþütü

açýlmamýþ adamýn yanýndan hýzla geçmiþ.Adam :

-Komutaným nereye, demiþ komutanda :

-Anneannenin yanýna, demiþ.

YAKTIN BENÝ

§ Adamýn birisi kendine çok güçlü bir büyü yaptýrmak istemiþ.

Tutmuþ ülkenin en ünlü büyücüsüne gidip durumunu anlatmýþ

.Ünlü büyücü büyüyü yaptýktan sonra adama demiþ ki :

-Þimdi bu büyüyü al ay ýþýðýnda havaya doðru salla,

yalnýz sallarken aklýna sakýn diþi tilkinin kuyruðunu getirme.

Adam :

-Yaktýn beni büyücü, demiþ.

-Þimdi artýk aklýmdan hiç çýkmaz ki diþi tilki kuyruðu.

           ÝNTÝHAR    
§         Adamin biri iþinden kovulunca çareyi 
intihar etmekte bulur. Tam intihar ederken 
arkadaþý görür ve koþarak yanýna gider.    

-Yahu o ipi aðaca asmýþ ne yapýyorsun öyle...

Adam :

-Hiiiç.. Ýntihar ediyorum.

Arkadaþý :

-Hiç beline ipi sarýpta intihar eden gördünmü sen.

Ýntihar ediyorsan ipi boðazýna sar.

-Ýlk önce öyle yaptim ama nefes alamadimki...

KARÞIDA KÝMSE OTURMUYORDU

§ Seyahatten dönen adam arkadaþýna yakýnýyordu :

-Birader periþan oldum, felaket bir tren yolculuðu geçirdim.

Arkadaþý merakla...

-Hayrola ne oldu?

-Trende yerim tersti baþým döndü, midem bulandý, yahu.

-Aman be kardeþim, insan karþýsýndakine rica edip yer deðiþtirir...

-Benim de aklýma geldi gelmesine ama karþýmda kimse oturmuyordu ki!...

KÖPEÐÝN ÇANAÐI

§ Adamýn biri yabancý bir þehirde, bir evin kapýsýný çalarak þu ricada

bulunur :

-Pek susadým, buralarda su bulamadým, lütfen bana bir bardak su verir misiniz?

Kapýyý açan çocuk, adamýn yüzüne bakarak, kýsa bir tereddütten sonra :

-Ýstersen ayran getireyim, der.

Adam bu teklifi teþekkürle kabul ettikten az sonra, çocuk bir çanak ayran getirir.

Adam ayraný içtikten sonra çocuk :

-Ýstersen daha getireyim, der.

-Zahmet olur yavrum.

-Hayýr, zaten bu ayranýn içine fare düþtüðü için nasýl olsa dökecektik!

Bunun üzerine, adam iðrenerek, elindeki ayran çanaðýný

hiddetle yere atýp parçalayýnca, çocuk feryadý koparýr :

-Anne, kapýdaki adam köpeðin çanaðýný kýrdý!

          BOÞU BOÞUNA   
§         Ýki komutan aralarýnda konuþmaktadýrlar,
 senin emir erin mi akýllý benim emirerim mi akýllý.
 Sonunda test etmeye karar verirler.  

Komutan :

-Oðlum Memet gel buraya.

Mehmet :

-Emret Komutaným.

Komutan :

-Oðlum al þu 100.000 TL. yi pazardan 3 kilo elma, 4 kilo portakal,

2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yengene teslim et, paranýn üstünüde bana getir.

Mehmet :

-Emredersin Komutaným, der ve çýkar.

Komutan :

-Oðlum Hasan gel buraya.

Hasan :

-Emret Komutaným.

Komutan :

-Oðlum git bak bakayým ben askeri gazinodamýyým deðilmiyim,

orada isem kumar oynuyormuyum oynamýyormuyum,

oynuyorsan kardamýyým zarardamýyým öðren de gel evladým.

Hasan :

-Emredersin Komutaným, der ve o da dýþarý çýkar bakar

Mehmet dýþarda sinirli sinirli volta atmaktadýr.

Hasan :

-Hayrola Mehmet?

Mehmet :

-Bizim komutan bana 100.000 TL verdi, pazardan 3 kilo elma,

4 kilo portakal, 2 kilo domates, 4 ekmek al ve eve yengene teslim et, paranýn

üstünü de bana getir, dedi. Yahu bu adam taþ devrindemi yaþýyor yahu bu devirde

100.000 lirayý dilenciye versen sana küfür ediyor yahu.

Hasan :

-Yahu oda birþeymi ya bizim komutana ne demeli, bak bana ne emir verdi

"Oðlum git bak bakayým ben askeri gazinodamýyým deðilmiyim, orada isem kumar

oynuyormuyum oynamýyormuyum, oynuyorsan kardamýyým zarardamýyým öðrende gel"

yahu bu adamýn her tarafý komutan olsa ne olur, sen artýk komutansýn yahu insan biraz düþünür,

o kadar yýl okumuþsun insan biraz kafasýý kullanýr bana neden böyle bir emir veriyorsun,

elinin altýnda telefon var aç gazinoya sor beni neden boþu boþuna oraya kadar yoruyorsun deðilmi ya...

         DEMOKRASÝYÝ SAVUNUYORUM AMA...   
§         Manevra varmýþ.Mehmet elde tüfek yerde yatýyormuþ.
Komutan gelip sormuþ :   

-Düþman önden gelirse ne yaparsýn?

Mehmet cevaplamýþ.Þu yandan, bu yandan, arkadan gelirse,

diye tekrar sormuþ komutan.Mehmet bunlarý da cevaplamýþ.

Komutan en sonunda :

-Ya düþman tepeden gelirse? deyince.

Mehmet'in bu soruya cevabý :

-Bu memleketin tek askeri benmiyim komutaným! olmuþ.

           FENER         
§         Bir savaþ gemisi karanlýk ve sisli 
bir gecede yol alýyormuþ, derken kaptan 
köþkündeki komutan tam karþýda ve uzakta 
üzerlerine doðru gelen bir ýþýk farketmiþ.
 Hemen karþý tarafa sinyal göndererek þu mesajý geçmiþ : 

-Derhal rotanýzý 30 derece doðuya çeviriniz.

Karþýndan anýnda cevap gelmiþ :

-Sen rotaný 30 derece batýya çevir!

Komutan þaþýrmýþ, biraz da sinirlenmiþ, mesaji tekrarlamýþ :

-Rotaný derhal 30 derece doðuya çevir, emrediyorum!

Karþýdan cevap :

-Asýl sen rotaný 30 derece batýya çevireceksin!

Komutan öfkeden küplere binmiþ, bir mesaj daha yollamýþ.

-Ben 30 yýllýk kaptaným, sana son kez emrediyorum, rotaný 30 derece batýya çevir!

Cevap :

-Sen 30 yýlýk kaptansan ben de 20 senelik denizciyim, sen rotaný 30 derece doðuya çevir.

Komutan, o kadar sinirlenmiþ ki, hemen mürettebata bütün toplarý ateþe hazýr hale getirmelerini

emretmiþ ve son kez bir mesaj göndermiþ :

-Burasý bir savaþ gemisi, derhal rotaný 30 derece batýya

çevirmezsen ateþe baþlayacaðýz. Karþýdan cevap gelmiþ :

-Burasý da bir deniz feneri.. Sen rotaný bir an önce

30 derece doðuya çevirmezsen birazdan kayalara carpacaksýn.

         GENERAL MOTORS    
         Ýki erden birisi, geçen kamyona selam durunca öbürü sordu :   

-Neden selem verdin?

-Görmedin mi?Kamyonun üzerinde General Motors yazýyordu.

         GUÞ   
§         Yüzbaþý evin papaðanýna belli baþlý 
kelimeleri ezberletmiþti.Mehmet gel, Mehmet git, 
þunu yap, bunu yapma v.s...   

Evde kimsenin bulunmadýðý bir sýrada.Evin yeni

emir eri ortalýðý silip süpürmekle meþgul görünüyordu.

Ýçeriden MEHMED diyen sesi duyunca fýrladý koþtu :

-Buyur, dedi ama arkasý gelmedi .

Tekrar iþine daldý.Bir zaman sonra tekrar çaðrýldý.Þaþýrmýþtý.

Odada bu emri beklemeye karar verdi.

Papaðana gözü takýldýðý anda da papaðan :

-Mehmed diye çaðýrmasýn mý!Derhal hazýr ol vaziyetine geçerek :

-Buyur komutaným, dedi.Kusura bakma seni guþ sandýmdý.

         HIÇKIRIK   
§         Savaþýn en kýzgýn anýydý.
Cephede bombalar patlýyor, 
mermiler výzýr výzýr uçuyordu.
Bu arada bir askeri hýçkýrýk tuttu.
Yanýndaki askere döndü hýçkýrýk tutan :   

-Heey, beni korkutsana biraz!...Korkut da hýçkýrýðým geçsin...

         ÝÇKÝ ÖLDÜRÜR   
§         Albay askerlerin içki içmelerine engel 
olmak için kantinin duvarýna bir yazý asmýþtýr.Yazýda :   

-Ýçki öldürür, diye yazýyordur.

Ertesi gün oradan geçen albay ne görsün?Biri yazýnýn altýna þunlarý ilave etmemiþ mi :

-Askerler ölmez!

         ÝNSAN KILÇIÐI   
§         Yeni erler eðitim görüyordu.Ders veren üsteðmen, 
karadenizli bir ere insan iskeletini 
göstererek ne olduðunu sordu.   

Er :

-Ýnsan kýlçýðýdýr komutaným, dedi.

          KÜSTAHLIK   
§         Yýllar önce Ýngiltere'de erler þemsiye kullanmazmýþ.
Þemsiye taþýma hakký sadece subaylara tanýnýyormuþ.   

yýllarda bir gün genç teðmenlerden biri, koltuðunun altýnda

bir þemsiye ile hýzlý hýzlý yürüyen eri görünce,

beyninden vurulmuþa dönmüþ.Eri çaðýrarak :

-Bu ne küstahlýk, demiþ.Ve þemsiyeyi aldýðý gibi dizinde iki parça etmiþ.

-Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlýklar yapma!

Neye uðradýðýný anlamayan er :

-Baþüstüne, diyerek selamý çakmýþ ve þöyle sormuþ :

-Teðmenim, beni az önce evine yollayan general þemsiyesini istediðinde kim kýrdý diyeyim?

         NERESÝNDEN   
§         Kore'de Türk Tugayýndan iki Anadolu'lu asker 
biraz gezmek için firar ederler.Þehirde bir 
aþaðý bir yukarý dolaþýrken inzibat subayý bunlarý yakalar ve sorar :   

-Hani sizin izin kaðýtlarýnýz?...

Erler subayý atlatýrýz umuduyla :

-Biz Amerikalýyýz...diye cevap verirler.Subay durumu anlar, ama hiç bozuntuya vermez :

-Amerika'nýn neresindensiniz? diye sorunca :

-Ýçindenik kumandaným!...diye yanýt verirler.

         AMELÝYAT YERÝ   
§         Ýki sevgili bir aðacýn gölgesinde otururlar.
Delikanlýnýn tatlý sözleri arasýnda 
bir ara kýz sevgilisinin kulaðýna fýsýldar :   

-Sevgilim sana apandist ameliyatý olduðum yeri göstereyim.

Delikanlýnýn gözleri parlar.

-Göster caným göster.

Kýz eliyle uzak bir yeri göstererek :

-Bak þu ilerde görünen sarý bina var ya, onun üçüncü katý....

         BENÝ YETERÝNCE SEVSEYDÝNÝZ            
§         Genç bir delikanlý saatlerdir genç 
kýzýn peþinden geliyordu.Genç kýz dayanamayýp arkasýný döndü:   

- Neden saatlerdir beni takip ediyorsunuz? diye sordu.

Genç erkek :

-Sizi seviyorum hem de canýmdan çok seviyorum!

Genç kýz :

-Bak benim arkamdan ablam geliyor, o benden daha güzel benden iþ çýkmaz sen ona git..

Delikanlý arkasýný dönüp bakýnca çok çirkin bir

kýzýn geldiðini görüp sinirlenmiþ ve genç kýza dönmüþ :

-Neden bana yalan söylediniz?

-Asýl siz bana neden yalan söylediniz?

Eðer beni yeterince seviyor olsaydýnýz dönüp arkanýza

bakmazdýnýz çünkü gözünüz benden baþkasýný görmezdi!!

         GELÝN ADAYI   
§         Çöpçatan, damat ve gelin adayýný karþýlaþtýrýr.
Gelin zengin olduðundan damat adayý ufak tefek 
kusurlarýn baðýþlanmasý için önceden uyarýlmýþtýr.   

Gelin adayý odaya topallayarak girer.

Damat adayý çöpçatana bakar :

-Topal bu, der.

Çöpçatan baþýyla onaylar.

Damat gelinin saçlarýný okþamaya kalkar.Peruk elinde kalýr.Çöpçatana bakýþlarýyla :

-Kel bu, der.

Çöpçatan baþýyla onaylar.

Damat adayý odadaki gümüþ takýmlara antikalara bakar.Onlarýn da sahte olmasýndan þüphelenir.

Çöpçatanýn kulaðýna fýsýldamak ister.

Çöpçatan :

-Rahat konuþabilirsin, duymaz kulaðý saðýrdýr, der.

          ÝKÝMÝZE DE YETER   
§         Evlenme teklif ettiði kýzdan red cevabý alýr :   

-Ama ben sizi sevmiyorum ki!

Delikanlý istifini bozmadan cevaplar :

-Olsun, benim aþkým ikimize de yeter!

         ÝLK AÞK   
         Evliliklerinin üstünden henüz bir ay geçmiþtir.
Mutlu koca genç ve güzel karýsýna sarýlýr :   

-Ýlk aþk ne kadar tatlý, ne heyecanlý deðil mi?

Genç karýsý yanýtlar :

-Evet... ama seni tanýdýðýma da memnunum...

         TREN BEKLÝYORUM    
         Yeni evli bir çift tren hatlarýna yakýn bir yerde ev almýþlar. 
Evin beyi her sabah iþe gittikten sonra trenler geçmeye baslarmýþ ve yatak 
odasýnda bulunan elbise dolabýnýn kapýlarý gýcýrdarmýþ.Buna sinirlenen evin 
hanýmý bir sabah eþi gittikten sonra çaðýrmýþ marangozu. Adam bakmýþ :   

-Anlamadým bir sorun yok, demiþ.

Evin hanýmý :

-Ama tren geçerken gýcýrdýyor, beni sinir ediyor, demiþ.

Marangoz bizimkine :

-Ýyi, demiþ, sen iþlerine bak ben dolabýn içine girerim. Tren geçsin bir bakayim nerede arýza var.

Kadýn :

-Tamam, demiþ evin iþlerine koyulmuþ. Evin reisinin geri geleceði tutmuþ

bakmýþ bir çift erkek ayakkabýsý kapýda. Dalmýþ eve aramýþ taramýþ yataðýn altýna bakmýþ

kimse yok. Bizimki açmýþ elbise dolabýný, adamýn biri sinmiþ bekliyor.

-Ne iþin var lan senin burada, demiþ bizimki. Adam da ürkek bir sesle cevap vermiþ :

-Þimdi tren bekliyorum diycem, ama inanmazsin ki!!!

         BÝR SÝZDEN   

Ýki Laz sinek avýna çýkmýþlar.

Dolaþýp ararlarken, birinin alnýna bir sinek gelip konmuþ.
Laz usulca arkadaþýna  alnýndaki sineði göstermiþ.
Arkasýndan da Laz hemen namluyu doðrultup ateþ etmiþ; 
sineði de, arkadaþýný da vurmuþ :   

-Bir suzden, bir buzden citti, diye söylenmiþ.

         BOÐA   
         Ýki avcý arkadaþ yaban ördeði avýna çýkmýþlardý.
Ördeklerin yanýna rahatça ürkütmeden 
varabilmek için bir Ýnek postuna bürünmeye karar verdiler.   

Ýki arkadaþtan sadece Ýneðin ayaklarý tarafýnda yürüyenin tüfeði vardý.Etrafý gözleyerek

yavaþ yavaþ ilerliyorlardý.

Bir ara arkadaki heyecanla seslendi :

-Çabuk tüfeði bana ver, çabuk!

Öbürü þaþkýnlýkla sordu :

-Ne o, sürü arkada mý yoksa?

Beriki sabýrsýzlýkla :

-Ne sürüsü yahu! dedi.Arkadan bir boða dörtnala üstümüze geliyor.

         HAVA   
         Boks maçý hayli heyecanlý geçiyordu.
Ýki boksör ringde kýyýsýya dövüþüyorlardý.Ama 
birinin durumu pek kötüydü. 
Gözkapaklarý kapanmýþ, yüzü gözü kan içinde kalmýþtý, 
yumruklarý havayý dövüyor, bir teki bile rakibine deðmiyordu.   

Raund arasýnda menejerine sordu :

-Maçý alma þansým va mý?

Menejeri bir yandan terini kurularken :

-Elbette var, diye cevap verdi.Sen havayý dövmeye devam et

.Böylelikle herifi zatüreden öldürbilirsin...

         iT KIRKIYORUM  
         Batý'nýn "sinek avlamak" deyimi yerine, 
Doðuda "it kýrkmak" deyimi kullanýlýr.  

Berberin biri bir müþterisini traþ ederken, yoldan geçen biri hal hatýr sormuþ :

-Ýþler nasýl?

Son zamanlarda iþleri kesat olan berber cevap vermiþ :

-Görüyorsun iþte; it kýrkýyorum.

         KAZANAN KÝM  
         Aða ile ýrgatý köyden kasabaya giderken...
Bir ara aðanýn aklýna birmuziplik geldi :  

-Bak, dedi, þu yol kenarýnda ineklerin býraktýðý tezekleri yersen...

Bu arabamý da, atlarý da, koþumlarý da sana veririm.Senin olsun.

Irgat gýcýr gýcýr arabayý, atlarý, koþumlarý görünce, düþünmedi bile...

Tezeðin hepsini yiyip bitirdi.

Kasabaya gittiler, alýþveriþ yaptýlar, dönerken...Aða birden düþünceye daldý.

"Muziplik derken, araba da, at da, koþumlar da gitti"diye :

-Bana bak, dedi, arabayý, atlarý, koþumlarý geri istiyorum.Kaça verirsin?

-Para filan istemem.Aldýðým fiyata veririm,aða...

-Yani?

-Yanisi þu ; Bak karþý kenarda duran tezekleri gördün mü?

Sen de onlarý ye!Al arabayý, atlarý koþumlarý!...

Baktý baþka çare yok, aða da eðildi, zorlana zorlana yedi tezekleri...

Tam köye yaklaþtýklarý sýrada ýrgat gülmeye baþladý kendi kendine...

-Ne gülüyorsun, diye sordu aða, bir þey mi var?

-Nasýl gülmem, aðam?Biz yola çýkarken bu araba da, bu atlar da, bu koþum da senindi.

Þimdi yine senin...Peki, öyleyse biz o tezekleri niye yedik?

          KÝM ÞÝÞTÝ  
         Küçük bir otomobilde giderken, 
yol kenarýnda iþaret eden bir köylü gördü.
Bu sýcakta onu arabaya almanýn vicdan 
borcu olduðuna inanýp durdu.Ama köylü çekingenlik gösterdi :  

-Saðolun...Þey...Ýneðim de var da... Birlikte gelmemiz gerek...

-Aaa o olmadý iþte...ineði ne yapacaðýz?

-Baðlarýz arkaya...

-Olur mu hiç?Ben gazladým mý, bað kopar, inek geride kalýr, gideriz biz.

-Yok yok, merak etmeyin! yetiþir bize...

Köylü öyle ýsrar ettiki sonunda ineði baðladýlar otomobilin arkasýna

...Ve hareket ettiler.Kilometre saati giderek yükseliyordu :

10...20...30...40...inek oralý deðildi.Arabanýn hýzýna uyarak koþuyordu...

Araba hýzlanýyordu :

50...60...80...90...inek yine koþuyordu ayný tempoda...

Arabayý kullanan bayaðý sinirlenmiþti...Birden gazladý :

100...120...Derken 150 kilometreye çýktýðýnda...

Köylüye döndü :

-Bak seninki þiþti.Dili dýþarý çýktý.

-Ne þiþmesi! Þiþmekten deðil dilini dýþarý çýkarmasý...

Sen yavaþ gidiyorsun da sollamak istiyor bizi.

Diliyle iþaret verip yol istiyor.

         SAKIN YEME                          
         Diyarbakýr tren garýndan Ýstanbul'a 
gelmek için yola çýkmýþtý Haso ile Reþo.Trende birlikte 
yolculuk yaptýklarý bir yolcuyu muz yerken 
gördüklerinde, muzun ne menem bir þey olduðunu merak ettiler.
Trenin durduðu ilk istasyonda birer muz satýn aldýlar. 
Tedbir olsun diye Reþo :  

-Haso, sen yemeyesen ben yiyacaðým bana birþey

olursa sen yardýmcý olacaksýn, der.

Reþo muzu ýsýrýr ýsýrmaz tren tünele girer. Reþo baðýrýr :

-Ula Haso sakýn yemeyesen, ben yemiþem, kör olmuþam!

         Üçüncü Boðaz 

Üçüncü Boðaz Köprüsü'nü Japon, Amerikan ve Türklerden

         oluþan bir konsorsiyum almýþ. Tam açýlýþýn yapýlacaðý 
         sýrada kurdele kesilirken köprü büyük bir gürültüyle yýkýlmýþ. 
         Japon: 'Gitti bütün emeklerim, mahvoldu kumlarým' diyerek 
         harakiri yapmýþ. 
         Amerikalý: 'Gitti çeliklerim, tonlarca çelik yýkýldý' diyerek 
         tabancasýný çekip intihar etmiþ. 
         Tüm bunlarý izleyen Türk müteahhit de derin bir 'Oh!' çekerek 
         yanýndakilere dönmüþ: 'Ýyi ki çimento koymamýþým, yoksa bunlar 
         gibi mahvolurdum'... 

         HAMiLE KADIN  

         Küçük bir çocuk, hamile bir kadýnýn karnýna dokunarak:
         -Ne var sizin karnýnýzda teyze,
         Kadýn:
         -Çocuðum var evladým, diye cevap verir.
         -Sizin çocuðunuz mu?
         -Evet
         -Onu seviyor musunuz?
         -Evet
         -Çok mu seviyorsunuz?
         -Evet evladým.
         -Öyleyse neden yediniz? 

         Sherlock Holmes  

         Sherlock Holmes ile Dr. Watson kampa giderler. 
Güzel bir yemek
         yedikten sonra uykuya dalarlar.
         Birkaç saat sonra Holmes uyanýr ve arkadaþýný dürdükler. 
         "Watson, yukarýya bak ve bana ne gördüðünü söyle".
         Watson cevap verir: "Milyonlarca yýldýz görüyorum" 
         Holmes sorar: 
         "Bu sana neyi gösteriyor?"
         Watson bir an düþünür ve yanýtlar: 
         " Astronomik olarak milyonlarca 
galaksinin ve dolayýsýyla milyarlarca 
         gezegenin varlýðýný görüyorum. 
Yýldýzlarýn konumuna bakarak saatin 3'ü 
         çeyrek geçtiðini çýkarýyorum. 
Teolojik olarak Tanrýnýn kudretini ve 
         kendi acizliðimizi görüyorum. 
Meteorolojik acýdan da bugün havanýn 
         çok güzel olacaðýný tahmin ediyorum. 
Neden sordun? Sana ne gösteriyor?"
         Holmes arkadaþýný sabýrla dinlemiþtir ama artýk dayanamaz:
         "Ulan hýyar, çadýrýmýzý araklamýþlar!"

         Zenci Beyaz Olursa 

         Amerika'da bir fuar açýlmýþtý. 
Fuarda zencileri beyaza dönüþtüren
         bir makine tanýtýlýyordu. 
Denemek 10 dolardý. iki zenci fuarý
         gezerken bu makineyi gördüler 
ve denemeye karar verdiler. Birinin
         11 dolarý diðerinin ise 9 dolarý vardý. 
9 dolarý olan arkadaþýna 
         dönüp
         -Sen 1 dolarýný bana ver. Gidip birlikte beyaz olalým. dedi.
         Arkadaþý ise :
         -Dur! Önce ben gireyim, deneyeyim. Eðer memnun kalýrsam sana 1 
         dolarýmý veririm. Sen de beyaz olursun. dedi.
         Anlaþtýlar. Zenci gidip makineye girdi ve bir süre sonra beyaz 
         olarak çýktý. Dýþarýda kalan zenci duruma çok sevinmiþ olarak
         arkadaþýnýn yanýna gidip :
         -Hadi dedi. 1 dolarý ver ben de beyaz olayým.
         Cevap þuydu :
         -Hadi oradan pis zenci! 

SERIATTA AYIP YOKTUR

"...Dün aksam bana orta yasli bir adam geldi. ismini vermek dogru olmaz, bu mümin kardesimiz, ne zamandur issüz, gücsüz. Eve para tasiyan, calisan karisiymis, yani karisinin eline bakayi.

Ey müminler! Bu mümin kardesimizin bir derdi vardir. Ola ki icinizde de ayni derdde olanlarinuz vardir. Seriatta ayip yoktur. Bu Müslüman kardesimize bir gün zevceleri demis ki, "hacan calusan benim, eve parayi geturen benum, o iste de üste ben cikacagum..." sakin olun cemaat, seriatta avip yoktur, bu cocuklar namaz kilayi, o halde koca herufturler, ögrensunlar, bilmeduklari icin olayi bu cahullukler, bir dinleyun muhterem cemaat, simdi bu mümin kardesumuz bana der ki, hoca efendi, seriatta buna bir, yol var midir, caiz midur?

Bence bir sakincasi yoktur. Seriat böyle islere karsu deguldur. Eee Allah'un adami, bir kere de o ciksin üste, e dürzü, canin mi cikar... Ee köpegun enugu, kadin kismi nefus bir cicekdur, erkek olmayla ne oliysin, ne sanaysin kenduni ...

BU ISIN TOVBESI VAR MIDIR?

"...Gelelum livata meselesune. Dinle cemaat dinle, isune gelmeyen cikar gider. Adamin biri sorayi, hoca efendu.basumdan bir cahilluk gesmistur, bunun tövbesi var midur?

Mümin kardeslerum, dedum ki. Bu maskara adama, bu is bastan gecmez, bunun cesutleri, yollari vardur, gerusini anlat bakayim, nedur isin ayrintisu...

Bir sakin dinleyun bu maskara adami, her gün gazeteler yazayi, bir sey olmayi, ses cikartmaysiniz, bu meselelere bir acukluk getirelum, Islam un fikruni söyleyelim.

Muhterem cemaat, bu adam, bu puc heruf der ki, dogru dersun Hoca Efendu, ordan gegmistur da, ayrintisini nasil söylesem.... dürziye bak, dürziye, kulaguna eguldum, usulca, simdi evladum sen adam gibi ben ibneyum desene. Siz bilursunuz hoca efendu deyi, bak puc herufe bak, oglum bu zikkimi yerken utanmadin da simdi mi utaniysin, acikla bakalim, bir defa midur, aliskanluk mudur, nedur? Hocaysak da delu deguluz anlaruz, anlat oglum, islam'da her seye care vardur, adam ne derse begenursunuz, "Hoca efendu sen en iyisi bir defa olirsa ne olur? aliskanlik olirsa ne olur? lkisinin de tövbesi var midur ayri ayri söylesen..."

Ee pezevenk, e gavurun pucu, bu isin biri da bir, bini da bir, daha ne tövbesi araysin.

Ey cemaat, iste kitap, iste Kur'an, her iste tövbe var, bu iste tövbe yok.

Olaki icinuzde derduni anlatamayanlar vardur, lafumi eyi dinleyun bu adamlarun elinden bir sey alunmaz, bu adamlarun eline bir sey verulmez. Hic careleri yoktur, nacar yanacaklar.

Gelelum bu dürzünün usaguna ne diyor, bir defa olirsa ne oliymis, aliskanluk olursa ne oliymis, Göriy misin uyanigi, onin hesabi, alacak hoca efendunun agzindan tövbenin garantisunu, yine kosup yetisecek o ise, göriymisun uyaniki, aklunca beni kandiriy. Ne günlere kalduk, belki icinizde bu isi yapanlar vardur, yatacak yerleri yok ey cemaat, yatacak yerleri yok, ne kilduklari namaz namaz, ne alduklari abdest abdest, o isi yaparken düsünseydiler, nacar, yanacaklar.

KADUNIN GÖNLI FINDUKLUKTA KALDI CEMAAT

Ses cikartmayun, lafimi dinleyun, bunlar burada söylenecek konisik olmasa, hoca efendu söylemez, bu cübbeyi bosuna giymeduk, cahul degiluz, lafuni hoca efendu kirk tartar, bir söyler, ne sanaysiniz hoca efendiyi

Ey müminler, su Boztepe'den Trabzon'a bakaysin, diyorsin ki icinden, insanlar isin'de gücünde, ne rahat, iste böyle degil sayun cemaat, memleket alttan alta kaynay, kaynay ...

Kadunin biri bizim hanima danismis. Bu isler böyledur, bizim hanum da uygun uygun bana söyler, seriatun gereguni söyleriz, hanum da yine kaduna söyler.

Dinle cemaat, neler var, hangi devurda yacayruk, bunlarun hepsi alamet, alamet ... Bu kadun yazin, mayis basinda köye cikarmis kadun basina. Anlasilan o ki, kocasi da kavatin biriymis, kadun kismi tek basina köy yolina yollanir mi?

Iste bu utanmaz kadunun finduklukta marabalariyla basundan bir is gecmistur, is ki ne is, alamet bunlar, iyi dinle Müslüman, anla hangi devurda yasayruk.

Bu marabadan olmus mi bir usak, kocasi da sanayki bu usak benum usak ...

Ee kadun, sesuni cikartma otur asagi, daha ne belani araysin.

Simduk, bu kadunin üc ayluk bebegu, her gece kadunin rüyasina giriymis, kadunin girtlaguna yapisip, bogaymis, ne diymis usak, "Anne! Anne! beni babama götür, beni babama götür, yoksa seni bogarim..." Üc ayluk usak deyu bu laflaru eyi dinle.

Her gece böyleymis, kadunin yalancisiyum.

Bizum hamina demus ki bu rezul kadun, hoca efendu iyi bilur, cocugu maraba babasina götüreyim mi? Hoca efendi kitaba bir baksun, cocugu maraba babasina götürmesem daha büyük günaha mi girerum.

Bak kadunin rezuline. Kadun degil mu, insani vezur de yapar, rezul de..., Simdi bu kadun benden cevap bekliy. Bu iffetsiz seytan kadunun suci yoktir cemaat, kocasi kavat bunin, kadun basina köy yolina yollanir mi kadun kismi ...

Hanuma iyi tembih ettim. Gelursa bu kadin, desun ki ona, hoca efendi kitabin her bir yanina bakti. Cocugu maraba babasina götürmesi cehennemluk günahtur, otirsun asagu, kessun sesuni.

Nicun dersenuz cemaat, daha anlamadunuz mi, kadunin kendi gönli ister marabaya gitmek, üc ayluk melake usak baba mi bilur ... Kadunin gönlü finduklukta kaldi cemaat, finduklukta kaldi. Alacak bizden fetvayi kosacak findukluga.

Ey cemaat nedur bu memleketun hali. Ne namus kaldi, ne haya, böyle karilari ne yapacasun, ama bilecesunuz ki böyle kariya böyle koca müstehaktur, ula pezevenk, kari kismi tek basina köy yolina yollanir mi?

BENI KANDIRAMAZSUN

Daha vaktumuz vardur, hemen ayaklanmayun, riya üstüne de bir lafum vardur.

Adam gelmus, benumle iste sizun gibi sohbet yapayruk, konusiyrik, hoca efendi dedi, seriat bir dedi ben üc kere hacca gittim, seriat bir ay oruc tut dedi, ben üc aylari de tutarum, seriat bes vakit namaz kil dedi, ben üstüne bes daha katarim, seriat kelime-i sehadet getir dedi, aksama kadar elimden tesbih düsmez.

Tabi cemaat, laf lafu acar hoca efendi köyde ondört dönüm tarlam vardur, 25 dönüm findukluk, sehirde de iki dairem vardur, birazcuk da bankada ölümlük param, simdi zekat verecum, tarlanun kirkta biri mi, bankadaki paranun kirkta biri mu, kitap ne der bu ise?

Ee dürzü, e münafuk adam, Allah'un her bir dedugunu üce-bese cikarttun da, is zekata gelunce nicun kirkta bire indirursun. Onin da yok efendum tarlasi mu, yok efendum bankasi mi?

Iyi tanirum bu kavati, inanun bankada kirk lira para birakmistur, gerusunu mala yatirmistir, bekliy ki ben bankadaki paranin kirkda biri diyim, o da, öyle mi, alsin bir lira parayi getirsun caminin güzellestirme dernegine kurtulsun zekat derdunden, cahilluk iste ...

Yoo Müslüman yoo Hadi tarladaki ürünü kandirdun, hadi findugu da kandirdun, hadi bankadaki boyali memurlari da kandirdun, beni kandiramazsun, aha kitap acup bakalum ...

KADUN KISMI LEZUZ YARATUKTUR

Otur yerune, ayaklanma, buranun imami benim, otur dinle, fikrun aculsin, ben ne zaman dersem o zaman kilunir bu namaz, daha vardur ezana, ben böyle her seyi acuk acuk konisiyrim, cemaat kizayi bana, müftülüge sikayet ediy, arkamizdan deli hoca diyenler vardur, bilurum, bilurim vardur, onlarun derdu baska, delulukse benum deluluk, konusmalarim islerine gelmeyi.

Niye diyeceksunuz, otur yerine, ayaklanma, iyi dinle, vardur namaza, tanirsunuz, tanirsunuz, hocanin biri vaaz veriy, helal kadinina bile böyle yanasma günah, söyle yanasma günah, bugün persembe, yarin bayram, efendume söyleyeyim isik yanmayacak odada, yok efendum konusuk olmayacak arada... E dürzü, sana kalursa bu is hic olmayacak.

Dinle cemaat dinle, bu laflari söyleyen hocanun üsteluk vardur altu tane enugu (usagu), habu altu usagu sorayrim, habu altu usagu ne zaman yaptun, nasul yaptun, niye yaptun, kim yaptu. Cevap ver hoca efendu, kim yaptu... Der ki, "yaptum alti usak, cünkü peygamberimizin sünnetidir, ümmeti Muhammed cogalsin..."

Bakun laf nerey geleyu, yani Ümmeti Muhammed cogalsin emri olmasa, bu usaklar olmayacak, laf nereye geliy, gülme.

Allah’in cahil, kuli hoca olup vaz verursin, millet seni imam bilip arkanda namaza duriy, bir kere de deki, „kadun kismi lezuz yaratuktur, nefsum cekti oldi bir uask" demez, niye demez, o lafuni öyle derki, yani kadunda gözüm yoktur, iste Allah’un emri, ümmeti Muhammed cogalsin.

Be adam, derdun buysa, tutma kariyi evde, at sokaga, at da gör, elin adami ümmeti Muhammed’i zebil gibi nasil cogaltiy, sen de kurtul bu sikintidan kaduncaguz da kurtulsun, kurban oldugum sani yüce Rabbimin ümmetini adam biliy, otirmis vaaz veriy, cemaat da seni adam biliy, arkanda namaz duriy, ne günlere kalduk...

HABU KUTSAL TOPRAKLAR BIZIM FINDUKLUGA BENZEMEZ

"...Bir lafum daha vardur ki, müftüye taahhütlü yetustururler. Gecen yil hac yolundaki otobüslerde kac haci ölmüstir, altmis haci, her yil böyle. Niye ölüy bu Müslümanlar, otobüslerin havalandirmasi yokmis. Gazatalarin en dip kösecekizinda yazay, altmis kisi ölmüstir.

Soraylar baskana (Diyanet Isleri Baskani) "Nedur bu durumlar baskan?", baskanun keyfu yeründe, "Bir sanssuzluk!" Ey baskan, hangüsi sanssuzluk, havalandirma mi, yoksa senun baskan olman mi, sen habu Müslümanlarla basa cikamadin da, hepsuni teker teker haci yapacum diye cöllerde mi bogaysin, bilmiy misin havalandirmali otobüs nasil olir, basinin üstünde delukler vardur, bir de dügmesi, hauni da mi bilmiysin baskan, o otobüsleri kim kiralay, parasini kim veriy, nedur derdun baskan, acukla bu isun ayrintisini, isun gücün yok, milletun kafasuna kilcik sokarsin, denuze girilirse oruc bozilir mi, yok bozilmaz mi, Müslümanlarun bütün dertleruni cözdün de bu isin simdi deniz tarafi mi kaldi, la usagum ne orici, ne bozilmasi, millet denuza girmeden otobüslerde cöllerde bogiliy, habu lafa cevabun nedir baskan, millet burada boguliy, karada, habu baskanlugu bilmiysen, bilmiyrim de, bir bilen cikar herhal...

Ey cemaat, hac yolinda ölen bu Müslümanlarun sahipleri yok midir, coluklari, cocuklari, kadunlari bir sey demez mi?

Demezler cemaat, niye demezler, dinle, birincusi, ne de olsa hac yolinda ölmüstir, yari yariya sehutluk mertebesudur, hasa kim bir sey diyebilir Allah'un hikmetine...

Ikincisi de dogrusidir, cünkü benum fikrumdur, haca giden Müslüman hali vakti yerunde adamdur, ee ne diysin hoca, yani hacinin vardur mali mülkü, cocuklar bekler ki haci babamiz Allah'a selamet olsa da malin üstüne otursak. Nasil beklerler hem de, tavuk kümesinin kapusunda bekleyen cakal gibi beklerler.

Diyeceksunuz ki, ee Ofli Hoca, eskiden otobüs de yokti, yokti ama Müslümanlar devenin havalandirma diye bir durumi da yokti, doldurursun kümes gibi adamlari otobüse, asarsun bayraklaru, korna cala cala gidersün, nereye, hava gidersün, bu is beni sarmay usaklar, deveylen de bir daha koca cölleri gözim kesmiy ama, otobüslen hic kesmiy...

Hoca efendi bir kere haca gitmis, Allah'un emrunu yerune geturmustur. Ama ikincusu dünya üstüme gelse gitmem, tövbe, gitmem, hoca efendi bütün rezullugu habu gözlerle görmüstür, ne diyrim size Müslümanlar, büyük abdestun gelur gidecek yer yok, habu kutsal topraklar bizim findukluga benzemez, nereye yapacuk ula, bir cevap ver, ey cemaat nereye yapacuk, Getürdüler bir tence're, sasirdim kaldim. Habu tencereye mi dedum, yol yok habu tencereye. Rezulluk ki ne rezulluk, düsündum ki ey Ofli! Senun adun biraz da delu hoca olur, tencere tencere ne yapalum, sulari kutulara koydun götürdin, helayi da sirtinda getüremezsün ya, ne yapalum, care yok, peku usagum muhtar efendunun üc dönümlük camis gibi karisi o da mi habu tencereye, ne rezullukler ne rezulluklar, oturduk tencereye olduk haci... La kardasum ne hacisi, bizim ki kepazelük, söyle bana cemaat, senun de aklun vardur...

SOYLE BANA CEMAAT SENUN DE AKLUN VARDUR

Ey cemaat, habu mübaret aksam hüngür hüngür aglayun, yüregunde mercumek kadar merhamet varsa, otur da haline agla. Pastaci Osman'i tanursiniz, cocuk yuvasnin sokagunda hergün yetum usaklarun agzi sulaniy, camlara bakay, simdi habu Derecuklu Osman, ücü bitirdi, dördüncü kez haca gidiyi, aliyi kurbanlik koyuni, kafasini kesip birakiy Arafat'ta, bu kadar dünyanin hacisi da onin gibi birakiy orda. Kim aliy bu koyunlari, sorayrim kim aliy, biz bakurini bulamayruk, onlar gümüsi begenmiy, altindan ucaklar yaptiriy, hau Araplar aliyi, kimin parasini, bizim Derecuklu Pastaci Osman'in parasini, Osman habu paralari anasinin karnindan getirmedu ya, Osman nerden aliy haca gidecek habu parayi, hoca efendunin isi gücü yok da, size film mi seyrettiriy, sonuni söylemiyrim, aha dükkani ordadir, gidin sorin... Kimden aliy, öksiz usaklardan aliy, aliy de ne oliy, ölünin köri oliy, yuvadan usaklar kopa kopa geliy, haci baba haci baba, ee ne oliy, ac hau mübarek avucuni usaklar öpsünler...

Söyle bana cemaat, senun de aklin vardur, hacilik bu mudur, hadi ben deluyum, siz akillisini söyleyun, habu icin akilli tarafi var midur, siz de haklusunuz, bir taraftan bir taraf mutlak deludur. Habu hoca efendu acuk sacuk sohbetler yapay diye deludur dersunuz, sizun isiniz masallah cok gizlidur, kimse görmiy, Allah görmiy saniysiniz, ben ne gördiysem oni anlatiyrim usugum, benum öte tarafa, mahser gününe pek lafum kalmamistir, lakün bana öyle geliy ki, kurban oldugum sani yüce Allah'um sizin ifadenizi ala ala bitiremeyecek.

####

Bazan da diyrim ki kendi kendime, hoca efendl Ey Ofli! Habu laflari disini siksan etmesen, kimseyle kötülük olmasa ne olur? Ne olacak ula usugum, zay sirat köprüsünden gecerken beni sirtinda mi tasiyacaksun, usugum ögretmediler mu din, kitap, mahser günü, ne anne evladi, ne evlad anneyi taniyacak" anasini taniyamayan adam beni mi taniyacak. Ben Allah'tan korkarum usugum, oraya vardugumuzda herkes kendune, herkes yedugunun, ictugunun, yaptugunun hesabunu verecek. Aha Ofli Hoca'nuzun zayufluktan yanaklari birbirine girmis, yedugumuz varsa ortadadir, iyi dinle, üc metre kefen cok bile bana, siz düsünün, dört metreden pantol yetistiremezsunuz, lesunuzu sarmaya otuz metre kefen az kalur.

Gene sinirlendum. Ne diyler arkamdan, hoca efendunun mallmizda, mülkümüzde gözü vardur, ula usugum, habu sakalimla Arakli minibüslerinde simsarlik yapsam gecinurum, sana memleketin yarisini verduk gene doymaysin, bir aksam olsa da desen ki, hoca efendi bu yur evimize serefver, bir yemegimizi ye...

Habu kadar küfüren sonra hoca efendu bu rezul adamlarun evine gider, yemeklerini yer mi ?

Gider cemaat, gider, sasirma.

Nicun gider diyecesun?

Nasil yiyler merak ediyrim. Habu gözler toprak olmadan dünya göziyle bir görsin. Habu kadar mali, mülki, aksam olinca nasil yiyler, hoca efendu daha yedi yasinda usaktir, Kazim Karabekur Pasa'nin elini opmistir, niye öpmüstir, hoca efendunin babasi Allahuekber Dagin’da sehit olmistir, nerden geldi habu konisikler dilime, sirasi miydi, zay aglatacasunuz hoca efenduyu, hadi kalkun, bu kadar konusuk yeter, saflari siklastirin, disarda kalanlar var,yanlis duymadim, ezan okindi mi?

-Okunmadi hoca efendi!

YETMIS BIN HURIYE PAZARLIK YAPAY

Bu Müslümanlarun isine benim aklim yetismiy... Daha sübyan usaklara yaz ayi geldi mi bizim Sari Müezzin ders verur. Cemaata da haber salaruk usaklari gönderin Allah'un kitabini ögrensunler.

"...Uslu durun kadunlar, sira size de gelecek, konudan konuya atlayrum, size de atlayacagum...

Bir gün erken vakit camiye geldim, bizim Sari usaklari basina toplamis anlatiy: Böyle günah yaparsanuz yetmis bin sene yanacaksunuz böyle sevap yaparsanuz yetmis bin huri gelecekmis bilmem kacyüz tane tugba agaci, bunlari teker teker sayayi. Dayanamadim, yeter kardasum dedum, yetmis bin huriyi hamsi gibi kasaya dizsen üc kamyon almaz, usagim birazcuk dikkatli ol, habu usaklara Müslümanluk mu ögretecesun, yoksa amcan Topal Haydar gibi toptanci tüccar mi yapacasun, nedur yetmisbinden asagi düsmeysin, kurban oldugum Allah isini gücüni birakti da sana yetmisbin kisilik huriler ordusi mi hazirlay, bir tane topal kariyla habu hayati nasil yasadun ula, insanda birazcuk kanaat olacak, kanaat etmesini bilmeyen habule sayulari karistirir.

Ne zaman gelsem habu camiye sadirvanin yanunda güya abdest alayi, otirmis, gelenle gecenle konisiy, ayak parmacuklarini ovalay, ula usugum, halilarin üstü tozdan yosun tutmus, bir kere de eline süpürge al, su Allah’in evini bir temizle, gel birlikte yapalum, yok, üsteluk utanmaz, bir huri neyine yetmez senin, yetmis bin huriyle icten ice pazarluk yapay, karsidan gören de der ki ne mülayim adam, bu ne demektir, ula insan dua ederken der ki, cennetin bir kösesinde bir hasurcugun bir kenarunda söyle cömelecek kadar bir yer bana yeter, demiyor da. yetmisbin huri, bilmem kac bin gilmanin pesinde bizim sari, ula sari, ezana bütün camilerden sonra baslarsin, bütün camilerden önce bitirirsin, ama sadirvanin önünde ayaklarini kasimaya basladin mi konis da konis, demek yetmisbin huri, kurban oldugum Allah isini bilir, sana orada yetmisbini de topal hurileri verecek ki, benim de yüregim serinlesin...

Ey Müstüman! lafumi iyi dinle, sakin ola ki bizim sari Müezzin gibi, Allah'un kitabuni toplamayla cikarmayla usagunuza ögretmeyin, deyün ki usaklariniza, top isteyene top verecek, araba isteyene araba, gerüsine karismayin, daha yasi ermemis usacuklarin aklina da sakin ola ki hurileri sokmayin, cocuk akilidir döner der ki, bubacugum huri dedugun nedur, kime benzer, o zaman ne cevap verür, ne bok yersün. Bu hatalari biz de yaptuk genclugumuzda, aklima geldukce gülerim, namazi bile fesata sokmusumdur bizim hanumun habu lafuna. Benum kiz cocugum daha bes yasindadur, kucagima almis, seviyrim oni, habu bizim sari müezzin gibi cahul zamanlarumuzun cahul laflarini ediyrim, bizim hanum sinirli sinirli usagu kucagumdan aldi, "dinleme babani kizim, orasi bizim cennetumuz deguldur, orasi babanin cennetidir, birakta kendi kendine eglensun..." gene de gülerim bu lafa, simdi sana sorayrim Sari, senün niyetini anladuk, yetmisbinden asagu düsmeyeceksün, bir de hanumuna soralim, onin gönlünde acaba kacyüz bin var?

BIR DELI BOZACAKSA BU AHLAKI

Gecenlerde esraftan Cemal efendi beni ziyaret etti. Hoca efendi dedi, bizim Deli Asiye'yi tanirsin, bu kizcagiz köyün orta yerinde götü basi acik gezer, günün hangi vakti hangi finduklukdadir bilenimiz yoktur, kahvenin önünden gecti mi bütün biyigi terlememis gencler ic gecirip deli Asiye'nin pesinden bakar. Ee Cemal efendi, sonra, sonrasi hoca efendi bakarsin genclerden biriyle basimiza bir is gecer, testi kirilmadan bu isin hal caresine baksak... Eee Cemal efendi nedir bunun caresi, caresi hoca efendi, jandarma bunlari toplayip Bakirköy'e yolluyormus, su bizim köyden gitsin de basimizi belaya sokmadan hayirlisiyla, nereye giderse gitsin.

Cemal efendinin derdi bu. Allah'un bir hikmetdir diye yolladigi zavallicik deliyi köyden atacak. Niye Cemil efendi, Deli Asiye'nin götü basi acikmis, genclerin niyetini bozaymis... E ne yapacuk, deliyi kovacuk... cözüm bu. Ey müminler, lafumu iyi dinleyin, bu niyet nasil niyettir ki, bir deli Asiye kahvenin önünden gecmeyle bu niyet bozulur.

Habu Deli Asiye'yi evimize alsak, üstünü basuni giydirsek demiy de, deliyi köyden kovalum. Bu deliyi köyden kovmasina kovariz, ama Allah'in isi belli olur mu, yollar baska deliler. Habu memlekette deli mi araysin.

Sayun cemaat aklunuzu basunuza alun, Allah'un mazlum, garip delilerini köyden, sehirden kovarak bu is düzelmez. Bir deli senin ahlakunu namusuni bozacaksa senin ahlakunun icine muhtarun köpeki sicsun. ey Cemal efendi, gör namusumuz, ahlagumuz ne hale geldi, götü basu acuk bir deli bozayi oni. Millet isini gücünü kovmanin fetvasini gelmis, Ofli Hoca'dan alacaklar, olacak is mi cemaat, bana sorarsan, ben bu köyden Cemal efendiyi kovarim, derum ki, cek git ula, ne zaman hau niyetini temizlersen o zaman gelürsin.

BATILIDAN KORKAN MÜSLÜMANLUK DA HABU MEMLEKETTE YÜZ SENEDUR ICAD OLDU

Sayun cemaat, gazatalara bakaysin, kitaplari okuysin, alim dedügümüz adamlar bile, hep bir aguz olmus diyler ki, batililasursak ahlagumuz bozulur. Aman batululasmayalum. Aman dikkatli olun. Colugunuzu, cocugunuzu habu batilidan koruyin. Nedur derdunuz ula, atamiz, dedemiz habu batidan korkmamis, siz niye korkarsunuz bu kadar.

Sayun cemaat, bu nasul ahlaktur, önüne gelen bozar bu ahlagu.

Mümin kardeslerum, bu önüne gelenun bozdugu ahlak bizim ahlagumuz degüldür, hasa, bu ahlak, gazatalarda, kitaplarda hau korkanlarun ahlagudur.

Onlar bu ahlagu zaten bozduracak da, batililasmayla kendulerine yol araylar.

Iyi dinle lafumi Müslüman, bunlarun ahlagu baskadur. Ondan bundan, sagdan soldan korkmayacasun, koltugunun altuna Kur'an'i aldin mi, nereye istersen gidebulursun, batiya mi, kuzeye mi, sana kalmis.

Bir de ne der habu korkak herufler. Avrupa'nun pazaruna girersek hepten ne din kalur ne namus. Sayun cemaat, iki yüz yildir biz daha habu Avrupa'nun pazaruna giremeduk ta bir imza atulunca mi gireceguz. Bu Avrupa’nun insani iki yüz yildir habu bizim memlekete herbirseyiyle elini koluni sallayarak gelmiy mi... Turisti gelir, oteli gelir, televizyonu gelir, makinasi gelir. Gelur de daha neyi geleck. Onlarin bizim memlekete girip cikarkan bir derdleri yoktur sayun cemaat, biz gidemiyruk cemaat, biz gidemiyruk, lafun burasu önemlidir, onlar geliy, biz gidemuyruk.

Soraniniz var mi niye gidemiyruk. Ee cemaat calustur kafayi, nerden korkaysin, niye korkaysin, habu Allah'un kitabunu bunca zaman kimse degusturememus de, simdi onlar mi degusturecek, sen otur isine bak, batili nasil calisiy oni ögren, yok efendum, batidan geliymisler, ahlagumuz boziliymis, birak kendine bahane arama, ne batisi usagum, nerden gelürse gelsün, habu kitabi kimse degusturemez, bu ahlagu kimse bozamaz. Lakün cemaat, senun habu gün ailenle, cemaatinle yasadugun ahlak ahlak deguldur o baska. Sen kendu ahlaguna bak, ne zaman kendu ahlagun ahlak olur otnu kimse bozamaz. Habule Allah'un batilundan korkan Müslümanluk da bu memlekette yüz senedur icad oldu, herkes korkay, niye korkaysiniz usagum, Allah'tan büyük ne vardur, niye korkaysiniz, yoksa sizin.derdunuz baskadur da Ofli Hoca anlamay mi sanaysiniz derdunuzu... Siz onlar gibi ananizi babanizi tez elden huzur evlerine göndermek istiysiniz, her Allah’un günü boyali sari karilarla oynasmak istiysiniz, lafun kisasi cemaat, her boku her neneyi yiyeceksunuz da, batililasmayi firsat biliysiniz...

Bana sorarsaniz cemaat, bizim milletimiz coktan batililasti, her bir rezüllük var, daha ne kadar batililasacaguz oni merak ediyrim...

ELLI GRAM DEGISIKLIK

Iste sayun cemaat, bu yüzden habu cammis leslerine firsat buldukca buradan derüm ki, elli gram degüsük olacasunuz ula, burunlarindan kil aldirmazlar ya, kazuk gibi adamdurlar... La usagum, birazcuk sularina gitsan, elli gram degüsüklük yapsan kiyamet mi kopar...

Derler ki, Ofli, iki lafundan biri elli gram degusukluktur. Biz atamizdan, babamuzdan böyle bir sey duymaduk. Yoksa sen bizi elli gram, elli gram deyü hepten batili gibi mi yapacaksun...

Sayun cemaat, atamiz, babamuza laf yok, Allah hepsinden razi olsun ama öy le atalar babalar gördük ki, hau matematik dersinde toplama cikarma yaparken arti isareti vardur ya, buna bile karsu cikanlarumuz olmustur. nedür. bu arti isareti haca benzer, zay Hiristiyan oluruz... Ee simdi ne oldu, o zaman adam gibi okuyup ögrenmedin, ama her bir seyi anlamadan bilmeden karsu ciktigin icün, aha simdi Hiristiyan olduk... Yoksa biz fakur, yoksul adamuz, dilimiz elli gram hesabuna alusuktur... Yoksa bilmem mi, herkes mali mülkü variyeti kadar degüsür... Mali, mülkü variyeti yeründe olanlar da, dünya yerinden oynasa acaba bir gram degüsür mü, degüsmez cemaat, nicün deküssün... Habu lafa nerden geldük, sohbetimizin basunda ne vardi

SEN YINE GOR DE SAKIN INANMA

Ilahiyat mektebini bitirmis, bizim burali usagin biri, yatsi namazindan cikarken yakama yapisti, „ya Ofli hoca dedi, cok severüm senü, elümde imkan olsa senü Ankara’ya götürsem hau bütün milletün önünde konustursam senü, sen ne mübarek adamsun..."

Sagol usagum dedüm, mübareklik sendedür, ki üniversite okumussin, sonra köyüne dönüp bizim sohbetimizi dinlersün... aferün usagum...

Sonra dedi ki usak, "hoca dedü, senün neyin varsa agzundadir. bilirim karida kizda gözün yoktir, cok takvalil bir adamsun. vallahi billahi habu gözlerimle seni bir yatakta bir dariyla, görsern inanmam!"

Usagin kulagina egüldüm.

Aferün usagum, sen yine görürsen, sakun inanma inanma usagum...

BU MÜSLÜMANLUGU KENDULERININ YAPACAKLARI YOK. KARILARA YAPTIRMAK ISTERLER

Bu hocalar öldürecek beni yahu cemaat, daraliyrim, da, bir de utanmadan vaazlarini teyiplere okirlar, arada bir yatanlar bayilanlar, bir rezüllüktür gidiy, akullarunca kadunlara islam'i anlaturlar, bunlari dinledükce zay sanarsunuz ki birileri bana iskence yapar, derler ki, kadun kismi niye kulaklaruna ellerini getürüp tekbir almaz, nicün olacakmis, koltukaltlari görünmesin diye, sonra laf dönüp dolasip, ey mümin kadunlar bu yüzden carsaf giyecesünüz, baskasi günahtur, bütün Osmanli'nin alimi düsünmis tasinmis buna karar vermis, yoksa kadunlar böyle yanacakmis, söyle yanacakmis, bitmedi sayun cemaat kadun kismi erkegüne danusmadan kapuya gelen kimseyle konusmayacak, görüsmeyecek, ona bir sey vermeyecek, ondan bir sey almayacak, sonracuma efendüm, kadun kismi pazara, panayira, magazaya kocasundan izinsiz cikmayacak, yolda kazayla bir erkekle göz göze gelmeyecek, gelürse de kim olursa merabalasmayacak... yahu cemaat nesini anlatayim, bunlarun cani iskence yapmak ister... La kardasum, derdün budur da nicin alursun kari, kari dedügünün agzi vardir, koli vardur, ayaklari vardur, nicin alursun kari, canlidir o, ne kadar kapatsan kafes gibi evine cabalar, birseyler yapar, sana sorayrim nicün alursun... Nicün olacak iskence yapmak icün ..

-Bak usagum, oturdugun yerden hallenme öyle, bir derdün varsa söyle, nicün alurlar bilir müsün, bilmezsün, o halde dinle lafun sonini...

Ey cemaat nicün alurlar, bakarlar ki, bu müslümanluk bize cok zor gelür becerüp yapamazuk oni, ama alursak bir kari, onin cani nedür ki, basina vura vura müslümanlugun olup olmayan, kulaktan dolma ne kadar sarti var hepsüni yaptururuk onlara...

Yani bu müslümanlugu kendülerinin yapacaklari yok, karilarina yapturmak isterler...

Böyle müslümanluk mu olur, bir cümlelük vaaz verür, yarum saat cehennemü anlatur, Islam'un sartlaruni saydu mi, kendüninkileri birakir baslar karilarinkini saymaya...

LAFUN ERKEGU BÖYLE OLUR

...Heman aklima gelmisken söyleyeyim, usacugun biri geldi, üniversitede okuyi, diy ki, hocam kiz arkadasumuzla okey oynayruk, okey taslarini karustururken elum kiz arkadasumun eline deyiy, simduk hocam; taslari karistirayim mi, yoksa karistirmayayim mi; habule bir dert, usacuk belki de benümle dal ga geciy, önemi yoktur, bizde her soruya cevap vardur, usacugum o taslari hangi niyetle karusturdugun önemli, niyetunde neleri, nereleri karusturursin ki, bu karusturma ici bu kadar kafana dolanur, gelelum okey oynamalarina, bu okeyi siz arkadasunun elini karusturmak icin mu oynarsin, niyetun buysa usacugum, yanulursun, bu zikkim kahvede milletun ortasinde de karusturulmaz ki, bir da der ki bu usak. hocam nezaman okey atmaya dolaniyrim, giz arkadasum hemencacuk acayi, burayi pek anlayamadum, giz arkadasun neyi acayi, la git basumdan usagum sen hau okey masasuna oturmissan, illaki bir yerleri karusturacaksun, nasul ki, biz haburada habu köselere kurulduk yazmaya basladuk, illaki bir yerleri karusturacaguz, lafun erkegü böyle olur, Ofli hocan sana kurban olsun, bir an icün kendüni senün yerüne koydi da, sen Ofli hocanun da niyetünü karusturdun usagum... Ey kurban oldugum Allah'um bu nasul parmacuktur ki bütün niyetimizi bozar, ey kurban oldugum Allah'um bu nasul niyettür ki, bir parmacukla bozulir... Var bu isin temelünde bir karusukluk; Allah'tan hayirlusu...

####

Gecenlerde vakifa ugradum, bakalum esler dostlar, arkadaslar ne yapay, hepsünün masasunda vardur yüz dane ki tap, nedür la habu kadar kitap dedüm, kitaplardan yüzünüz görünmüy, dedüler ki, hocam Osmanliyi arasturuydik, la kardasum Osmanli'nin nesüni arasturiysiniz, hocam iste nesüni olsin? Haremini, karagözünü... Iste habule kardasum, ben size deiyrüm mü, bu milletün arastirmaya okimaya meyli yoktur, bu dürzülerin gözü ya karidadir, ya eglencede... La kardascazum, arastiracak baska yerini hulamadin mi Osmanli'nin...

 
  Heute waren schon 29 Besucher (43 Hits) hier!  
 
Diese Webseite wurde kostenlos mit Homepage-Baukasten.de erstellt. Willst du auch eine eigene Webseite?
Gratis anmelden